Yazı İçeriği
Trafik kazaları sonrası araçlarda meydana gelen hasarların onarılması süreci, araç değer kaybı başvurusu ardından sigorta şirketleri tarafından karşılanır. Ancak, birçok kişi aracın tamir edilmesinin yanı sıra araç değer kaybı başvurusu ve tazminatı gibi önemli konularda, bazı haklara sahip olduğunu bilmemektedir. Araç değer kaybı başvurusu, davası ve tazminatı için ise, uzman bir avukattan destek almak önemlidir.
Değer Kaybı Nedir?
Bir araç kaza geçirdiğinde, tamir edilse bile ikinci el piyasa değeri düşer. Bu kayba “değer kaybı” denir. Değer kaybı, sigorta şirketleri tarafından otomatik olarak karşılanmaz; bu zararı talep etmeniz gerekir. Özellikle bireysel kullanıcılar, bu hakkı talep etmedikleri sürece değer kaybını gözden kaçırabilirler. Bunun için ilk adım araç değer kaybı başvurusu yapmak ve sonraki süreci takip etmektir. Araç değer kaybı başvurusu ile ilgili detaylara geçmeden önce, değer kaybının ne demek olduğunu açıklayalım:
Araçta Meydana Gelen Değer Kaybı Nedir?
Trafik kazalarında araçların hasarları genellikle araç değer kaybı başvurusu sonrasında sigorta şirketleri tarafından karşılanır ve araçlar tamir edilerek kullanıma hazır hale getirilir. Ancak, tamir edilmiş bir aracın piyasa değeri, kazadan önceki değerine göre düşer. İşte bu düşüş, değer kaybı olarak adlandırılır.
Değer Kaybının Tanımı ve Araç Değer Kaybı Başvurusu
Değer kaybı, bir aracın kaza öncesindeki piyasa değeri ile tamir edildikten sonraki piyasa değeri arasındaki farktır. Örneğin, kaza öncesinde 100.000 TL değerinde olan bir aracın, kaza sonrası tamir edilmesine rağmen piyasa değeri 80.000 TL’ye düşmüşse, 20.000 TL’lik bir değer kaybı söz konusudur. Bu fark, aracın kaza geçirmiş olması nedeniyle ikinci el piyasada daha az talep görmesinden kaynaklanır.
Sigorta şirketleri, bu değer kaybını otomatik olarak karşılamaz. Değer kaybını talep etmek için, araç sahibinin bu hakkı bilmesi ve sigorta şirketine araç değer kaybı başvurusu yapması gerekir. Aksi takdirde, bu zarar tazmin edilmeden kalabilir. Araç değer kaybı başvurusu ile ilgili detaylar için yukarıda bulunan intografiği inceleyebilirsiniz.
Değer Kaybı Davası ve Tazminatının Amacı
Değer kaybı tazminatı, kazada kusurlu olan tarafın, kazadan zarar gören kusursuz tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Amaç, kusursuz tarafın maddi mağduriyetini gidermektir. Ancak, eğer kazaya karışan kişinin de kusuru varsa, değer kaybı tazminatı sadece kusursuz olunan kısım için talep edilebilir. Örneğin, kazada %20 kusurunuz varsa, bu oran düşülerek talep edilebilecek tazminat hesaplanır.
Değer Kaybı Talebinin Belgelenmesi
Değer kaybı talebinde bulunurken, aracın değer kaybının belgelerle ispatlanması gerekir. Sigorta şirketleri, talep edilen miktarın makul olup olmadığını incelemek için genellikle kendi eksperlerini görevlendirirler. Eksper raporları doğrultusunda, talep edilen değer kaybı tazminatı doğru bulunursa, sigorta şirketi bu ödemeyi yapar.
Değer Kaybı Zararını Kimlerden Talep Edebiliriz?
Trafik kazalarında değer kaybı tazminatı talep edilebilecek birden fazla sorumlu taraf bulunur. Bunlar, sigorta şirketi, araç maliki (araç sahibi) ve araç sürücüsüdür. Bu kişiler müteselsilen (hep birlikte) ve müştereken (ortaklaşa) sorumludurlar.
Sorumlu Taraflar
Sigorta Poliçe Şirketi: Kazada kusurlu olan tarafın zorunlu mali sorumluluk poliçesi (trafik sigortası) dahilinde, sigorta şirketi sorumludur. Sigorta, poliçe limitleri çerçevesinde kusurlu tarafın zararını karşılamakla yükümlüdür. Sigorta poliçesinin belirlediği üst limit dahilinde, sigorta şirketine başvurarak değer kaybı tazminatı talep edilebilir.
Araç Maliki: Araç sahibi, işleten sıfatı ile sorumludur. Eğer sigorta poliçesi zararları karşılamazsa veya poliçe limiti aşılırsa, araç maliki de sorumlu tutulabilir.
Araç Sürücüsü: Kazaya neden olan araç sürücüsü de değer kaybı tazminatından sorumludur. Sürücü, aracın o anki kullanıcısı olarak kusurlu olduğu oranda tazminat ödeme yükümlülüğüne sahiptir.
Müteselsil ve Müşterek Sorumluluk
Bu üç taraf, yani sigorta şirketi, araç maliki ve araç sürücüsü, kazadan doğan zararlar için müteselsilen ve müştereken sorumludur. Yani, zarar gören kişi bu üç sorumlu taraftan herhangi birinden tazminat talep edebilir. Zarar gören tarafın, önce sigorta şirketine başvurma zorunluluğu bulunmamaktadır; zarar, doğrudan araç maliki veya araç sürücüsünden de talep edilebilir.
Eğer araç maliki veya araç sürücüsü, değer kaybı tazminatını öderse, bu bedeli kendi sigorta poliçelerine başvurarak sigorta şirketinden geri alma (rücu) hakları bulunmaktadır. Bu sebeple, uygulamada genellikle doğrudan sigorta şirketine başvuru yapılmakta ve bu şekilde ödemeler sağlanmaktadır.
Hangi Durumlarda Değer Kaybı Tazminatı İsteyebiliriz?
Trafik kazalarında değer kaybı tazminatı talep edebilmek için belirli koşullara dikkat edilmesi gerekir. Her trafik kazası sonrasında bu tazminatı talep etmek mümkün değildir.
- Kazadan itibaren 2 yıl içinde başvuru yapılmalıdır (zaman aşımı süresi).
- Karşı tarafın kusuru oranında değer kaybı talep edilebilir.
- Çift taraflı veya çok taraflı kazalarda, eğer %100 kusurlu değilseniz değer kaybı talep edebilirsiniz.
- Tek taraflı kazalarda değer kaybı talep edilemez.
- %100 kusurlu olduğunuz durumlarda değer kaybı tazminatı talep edilemez.
- Bu düzenlemeler çerçevesinde, değer kaybı talebi yaparken dikkat edilmesi gereken başlıca unsurlar bunlardır.
Bu koşullar karşılanmıyorsa, araç değer kaybı başvurusu olumsuz sonuçlanabilir. İşte dikkat edilmesi gereken durumlar ve tazminatın talep edilebileceği koşullarla ilgili detaylar:
Zaman Aşımı
Değer kaybı talebi, 2 yıllık zaman aşımına tabidir. Bu nedenle, trafik kazasından itibaren 2 yıl içinde başvuruda bulunulmalıdır. 2 yıldan eski kazalar için değer kaybı talep edilemez. Zaman aşımı süresi dolmuşsa, sigorta şirketleri başvuruyu reddeder ve eğer bu süreçte bir masraf yapılmışsa, bu masraflar başvuru sahibine kalır. Bu nedenle başvuruların zamanında yapılması önemlidir.
Kusur Oranı
Tek taraflı kazalar
Değer kaybı tazminatı, yalnızca karşı tarafın kusuru oranında talep edilebilir. Şu durumlarda değer kaybı talep edilemez:
Eğer kaza tek taraflı ise, yani yalnızca bir araç kazaya karışmışsa, değer kaybı talep edilemez. Çünkü değer kaybı, kusurlu olan tarafın sigortasından talep edilen bir tazminattır ve tek taraflı kazada karşı taraf olmadığı için sigortadan bu tazminat talep edilemez.
%100 kusurlu olduğunuz kazalar
Eğer kazada tamamen kusurlu taraf siz iseniz, değer kaybı talep etme hakkınız yoktur. Değer kaybı, ancak karşı tarafın kusuru oranında talep edilebilir.
Çift Taraflı Kazalar
Çift taraflı veya birden fazla aracın karıştığı kazalarda, eğer kazaya karışan tarafların kusurları oranında sorumlulukları varsa, değer kaybı talep edilebilir. Ancak burada da dikkat edilmesi gereken, sizin %100 kusurlu olmamanız gerektiğidir. Karşı tarafın kusurlu olduğu oranda, onların sigorta şirketine başvurularak değer kaybı tazminatı talep edilebilir.
Kusur Oranına Göre Tazminat
Eğer kazada kusur oranınız düşükse (örneğin %30), yine de karşı tarafın kusurlu olduğu oranda (örneğin %70) değer kaybı tazminatı talep edebilirsiniz. Ancak, kusur oranınız ne kadar yüksekse, talep edebileceğiniz tazminat tutarı o kadar düşük olacaktır.
Değer Kaybı Tazminatı İçin Gerekli Olan Belgeler
Değer kaybı tazminatını talep ederken, talebin desteklenmesi için bazı belgelerin eksiksiz ve doğru şekilde hazırlanması gerekmektedir. Bu belgeler, hem kazanın oluş şeklinin ispatlanması hem de talep edilen zarar miktarının doğru bir şekilde belirlenmesi açısından önemlidir. İşte değer kaybı talebinde bulunurken dikkat edilmesi gereken belgeler ve süreçler:
Trafik Kaza Tutanağı
Araç değer kaybı başvurusu için en önemli belgelerden biri, kazanın nasıl gerçekleştiğini ve kusur oranlarını gösteren trafik kaza tutanağıdır. Tutanak, kazanın oluş şeklini ve tarafların sorumluluklarını netleştirir.
İfade Tutanakları ve Görgü Tespit Tutanakları
Eğer kazaya ilişkin görgü tespit tutanakları veya tarafların ifadelerini içeren tutanaklar varsa, bu belgeler de değer kaybı talebine eklenmelidir. Bu belgeler, kazanın nasıl gerçekleştiği hakkında detaylı bilgi sağlayarak talebinizi destekler.
Araç Ruhsatı
Araç değer kaybı başvurusu talebinde bulunan araç sahibinin kimlik ve mülkiyet bilgilerini gösteren araç ruhsatı, talep edilen tazminatın hangi araca ait olduğunu kanıtlar.
Kaza Fotoğrafları
Kazaya karışan araçların hasarlarını belgelemek amacıyla çekilmiş fotoğraflar, talebinizi destekleyecek önemli kanıtlardır. Özellikle hasarlı parçaların fotoğrafları, araç değer kaybı başvurusu hesaplamasında uzmanlara yardımcı olabilir.
Talep Edilen Tutar ve Hesaplama Belgeleri
Talep edilen değer kaybı tutarını ve bu tutarın nasıl hesaplandığını gösteren belgeler hazırlanmalıdır. Bu hesaplama, hasar miktarı ve aracın kaza öncesi ile sonrası piyasa değerleri göz önüne alınarak yapılmalıdır. Sigorta şirketine talepte bulunurken talep edilen tutarın anlaşılır ve gerekçeli bir şekilde sunulması önemlidir.
Eksper Raporu
Ancak, sigorta şirketlerinin atadığı eksperlerin tarafsız olmayabileceği endişesiyle, birçok avukat ve hak sahibi kendi uzman eksperleri tarafından hazırlanmış raporları sunmayı tercih etmektedir. 01.04.2020 tarihinden sonra kendi eksper raporunu sunmak bir zorunluluk olmamakla birlikte, bu raporun hazırlanması ve talepte kullanılması hâlâ mümkündür. Ancak, sigorta şirketi kendi eksperini atadığı için, bu durumda eksper ücretiniz karşılanmayabilir.
01.04.2020 tarihine kadar olan başvurularda, sigorta şirketlerine yapılan taleplerle birlikte eksper raporu da sunulabilirdi. Bu rapor, değer kaybının uzman kişilerce belirlenmiş olduğu bir belgedir. Ancak 01.04.2020 sonrasında yürürlüğe giren düzenlemeye göre, sigorta şirketleri artık kendi eksperlerini atayarak zarar tespiti yapmaktadır. Bu nedenle, değer kaybı talebinde bulunurken eksper raporunu sigorta şirketi hazırlayacak ve siz bu rapora dayalı olarak talepte bulunacaksınız.
Diğer Destekleyici Belgeler
Eğer kazada sigorta poliçesindeki belirli şartlara dayanarak ek zararlar (örneğin kazanç kaybı gibi) talep ediliyorsa, bu zararları destekleyen belgeler de araç değer kaybı başvurusu dosyasına eklenmelidir.
Sonuç
Değer kaybı tazminat talebinde bulunurken gerekli olan başlıca belgeler şunlardır:
- Trafik kaza tutanağı
- İfade tutanakları, görgü tespit tutanakları
- Araç ruhsatı
- Kazaya ait fotoğraflar
- Talep edilen tutarın hesaplandığı belgeler
- Eksper raporu (gerekli durumlarda)
- Sigorta poliçesi (varsa ek teminatlar ve koşullar için)
Bu belgelerle birlikte talebinizi hazırladığınızda, sigorta şirketine eksiksiz bir başvuru yaparak değer kaybı tazminatınızı talep edebilirsiniz.
Araç Kullanılamaz Hale Gelirse Değer Kaybı İsteyebilir Miyim?
Eğer araç tamamen kullanılamaz hale geldiyse, bu durumda değer kaybı söz konusu olmaz; bu, beklenen bir sonuçtur. Ağır hasar alan bir araçta, onarım masrafları aracın piyasa değerini aşıyorsa, araç hurdaya ayrılır ve bu durumda araç sahibine, aracın ikinci el piyasa değeri üzerinden tazminat (araç bedeli) ödenir. Böyle bir durumda artık değer kaybından bahsedilemez. Çünkü değer kaybı, aracın kazadan önceki hasarsız piyasa değeri ile onarıldıktan sonraki durumu arasındaki fark olarak tanımlanır.
Örnek Yargıtay Kararı:
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 03.06.2013 E.2013/5126-K.2013/8212 sayılı kararında,
“O halde, davalı taraf araçta meydana gelen gerçek zarardan sorumlu olacağından, mahkemece, dosyanın başka bir hasar uzmanı bilirkişiye tevdiiyle aracın markası, modeli, yaşı ve hasarın boyutu gibi hususlar birlikte irdelenmek suretiyle, tamirinin ekonomik olup olmadığı, değilse; piyasa koşullarına göre kazadan önceki 2.el piyasa rayiç bedelinin ve kazadan sonraki hurda (sovtaj) değerinin belirlenmesi, belirlenen rayiç değerden de aracın hurda bedeli indirilmek suretiyle davacının gerçek zararının tespiti yönünden ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir rapor alınması, aracın pert olarak değerlendirilmesi halinde ayrıca değer kaybı oluşmayacağı hususu da göz önünde bulundurularak ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”
Trafikten Çekilme ve Hurdaya Ayrılma
Trafikten çekilme veya hurdaya ayrılma işlemi uygulanmış araçlar, tamir edilmek yerine trafikten çekmenin ya da hurdaya ayırmanın daha ekonomik bulunduğu araçlardır. Bu nedenle, bu tür araçlarda değer kaybı gündeme gelmez ve araç değer kaybı başvurusu için uğraşılmaz.
Değer kaybı tazminatı, kazadan sonra piyasa değerini koruyabilen araçların kaza nedeniyle yaşadığı değer düşüklüğünü telafi etmeyi amaçlayan bir tazminat türüdür. Buna karşın, kazanın ardından trafikten çekilen veya hurdaya ayrılan araçlar için değer kaybı tazminatından değil, bu araçların hasar sonucu trafikten çekilmesi veya hurdaya ayrılmasının getirdiği bedelin karşılanmasından söz edilebilir.
Her Kaza Yapan Araç Değer Kaybına Uğrar mı?
Trafik kazası geçiren her araç araç değer kaybı başvurusu için konu edilmeyebilir. Bu durum, çeşitli kriterlere ve kazanın koşullarına göre değişiklik gösterir. İşte her kaza yapan aracın değer kaybına uğrayıp uğramayacağına karar verirken dikkat edilmesi gereken bazı temel hususlar:
Aynı Parçadan Tekrar Hasar Görmüş Araçlar
Eğer araç, aynı bölgeden veya aynı parçadan birden fazla kez hasar almışsa, o parça daha önce bir kaza nedeniyle onarılmışsa, bu parçadaki yeni hasar için araç değer kaybı başvurusu yapılamaz. Çünkü daha önce zaten aynı yerden dolayı bir değer kaybı oluşmuş ve tazmin edilmiştir. Aynı parçadan tekrar tekrar hasar alan bir araç, o parça üzerinden araç değer kaybı başvurusu yapılamaz. Araç değer kaybı başvurusu yapılsa bile olumsuz geri dönüş alınır.
Araç Kilometresi ve Yaşı
Daha önceki genelgelerde araçların kilometre ve yaş sınırlamaları bulunuyordu. Örneğin, 165.000 kilometre sınırı ve 36 yaş sınırı vardı. Bu sınırlamalar artık kaldırıldı, ancak yerine yeni hesaplama yöntemleri getirildi. Değer kaybı hesaplamasında araçların markası, modeli, yaşı, kilometresi gibi unsurlar dikkate alınarak uzman eksperler tarafından hesaplama yapılır.
Çekme Belgeli ve Hurda Belgeli Araçlar
Çekme belgeli veya hurda belgeli araçlar, araç değer kaybı başvurusu yapamaz. Bu araçlar, piyasa değeri düşük veya kullanılamaz durumda olduğundan, değer kaybı talep edilmesi mümkün değildir.
Mini Onarımlar
Küçük hasarlarda, yani basit onarımların (mini onarımlar) yapıldığı durumlarda da araç değer kaybı başvurusu yapamaz. Mini onarımlar genellikle yüzeysel hasarlardır ve aracın piyasa değerini önemli ölçüde etkilemezler. Bu sebeple, mini onarımlar değer kaybına yol açmaz.
Maddi Hasarın %2 Kuralı
01.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlar çerçevesinde, araçtaki maddi hasarın aracın rayiç bedelinin %2’sinden az olması durumunda, değer kaybı tazminatı hasarın miktarını aşamaz. Bu kural, özellikle küçük hasarlarda değer kaybı talebinin sınırlandırılmasını amaçlamaktadır. Bu yeni düzenleme, birçok avukat ve meslek kuruluşu tarafından hukuka aykırı bulunduğu için itiraz edilmekte ve iptali talep edilmektedir. Ancak, şu ana kadar bir iptal veya durdurma kararı verilmemiştir.
Yabancı Plakalı Araçlar
Yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştığı trafik kazalarında, bu araçlar için değer kaybı talebi yapılamaz. Bu durum, 2020’de yürürlüğe giren genel şartlarla düzenlenmiş ve yabancı plakalı araçlar değer kaybı taleplerinin kapsamı dışına çıkarılmıştır.
Tekerlekli, Paletli ve Toplumsal Müdahale Araçları
2020 yılında yürürlüğe giren yeni düzenlemelerle, toplumsal müdahale araçları, belediye otobüsleri, itfaiye araçları, yol süpürme araçları ve benzeri kamuya hizmet veren araçlarda oluşan hasarlardan dolayı araç değer kaybı başvurusu yapılamayacağı da belirtilmiştir.
Değer Kaybına Uğrayan Aracın Satılmış Olması
Kaza sonrası hasar gören aracını onararak satan araç sahibi, zarar sorumlularından veya sigortacıdan değer kaybı tazminatı talep etme hakkına sahiptir. Çünkü en iyi onarım yapılmış olsa bile, kaza geçmişi olan bir araç eksik bir bedelle satılmış olacaktır. Bu eksiklik, değer kaybı olarak nitelendirilmekte olup, araç değer kaybı başvurusu ardından, zarar sorumlularından talep edilebilir.
Örnek Yargıtay Kararı
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 10.04.2002 E.2002/130-K.2002/4512 sayılı kararında,
“Dava trafik kazasından doğma tazminat isteği olup mahkemece bilirkişi raporuna dayanılarak davacıya ait araçta değer kaybı olmayacağı benimsenmiştir. Oysa davacının olaydan sonraki mal varlığının değeri, zarar verici olayın meydana gelmemesi halinde değerinden daha az ise, zarar var demektir. Gerçekten bir şeyin tahrip edilmesi veya zarar görmesi halinde nesnel zararı tayin etmek için kural olarak objektif değeri esas almak gerekir.
Bu ise mübadele ( rayiç ) değeridir. Davaya konu olan olayda davacıya ait araç mercedes E-200 marka olup, 1998 olan olay tarihine göre çok yenidir ve 624.781.670. lira harcanmasını gerektirecek derecede hasara uğramıştır. Bu durumda sözü edilen aracın onarıldıktan sonra mübadele ( rayiç ) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır.
Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir. Zararı tazminle yükümlü olan kimse, tazmin borcunu doğuran eylemin meydana gelmesinden önceki durumu iadeye mecburdur. Bu ilke, zarar, ister haksız eylemden doğsun, isterse sözleşmeye aykırı hareketten meydana gelsin, aynen uygulanır.”
Sonuç
Kazaya karışan ve hasar görmüş olan aracını satan kişinin talep edebileceği hakları özetle şunlardır.
- Satış Bedelindeki Eksiklik: Hasar görmüş bir araç satışa çıkarıldığında eksik bir bedelle satılmış olacaktır, bu kayıp değer kaybı olarak nitelendirilmekte olup, araç değer kaybı başvurusu yapılarak, zarar sorumlularından talep edilebilir.
- Tazminat Talep Hakkı: Araç sahibi, kazadan sonra onarılmış halde satmış olsa bile, araç değer kaybı başvurusu yaparak, zarardan sorumlu kişilerden veya sigortadan tazminat talep edebilir.
Yargıtay Kararları ve Sigorta Şirketlerinin Yaklaşımı
Yargıtay kararları, kazadan önceki piyasa değeri ile kazadan sonraki piyasa değeri arasındaki farkın uzman bilirkişilerce hesaplanarak tazmin edilebileceğini açıkça ortaya koymuştur. Sigorta şirketleri de, bu tazminatı talep eden kişilere yönelik araç değer kaybı başvurusu yapanları değerlendirirken, değeri belgelerle ispatlanan talepleri ödemeye başlamıştır. Bu durum, mahkemelere gitmeden sonuçlanabilen araç değer kaybı başvurusu sayısının artmasına yol açmıştır.
Başlangıçta sigorta şirketleri, araç değer kaybı başvurusu taleplerini, yargı yoluna başvurulması halinde karşılamayı tercih ederken, yargı masrafları, işleyen faizler ve avukatlık ücretleri gibi ek maliyetlerin sigorta şirketlerine daha fazla zarar vermesi üzerine, taleplerin büyük kısmını araç değer kaybı başvurusu aşamasında çözmeye yönelmişlerdir.
Örneğin, 10.000 TL değerinde bir araç değer kaybı başvurusu bulunulmuşsa, yargı masrafları ile bu tutarın 30.000 TL’ye çıkması gibi durumlar yaşanmıştır. Bu sebeple sigorta şirketleri, araç değer kaybı başvurusu doğruluğunu inceleyerek, ciddi bir ihtilaf bulunmadığı takdirde ödemeleri yapmaya başlamışlardır.
Yargıtay’ın bir kararında belirtildiği gibi, bir araç tamamen onarılmış olsa bile, kaza geçmişi taşıdığı için değer kaybeder. Kaza geçirmemiş bir araçla kıyaslandığında, kazaya uğramış araç her zaman daha düşük bir piyasa değerine sahiptir. Örneğin, kazaya karışmış bir araç ne kadar iyi onarılsa ve tüm parçaları yenilense de, satışa çıkarıldığında kaza geçmişini öğrenen alıcılar bu aracı daha düşük bir bedelle almak ister veya tamamen almaktan vazgeçebilir.
Örnek Yargıtay Kararı
1 Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 10.04.2002 E.2002/130-K.2002/4512 sayılı kararında,
“Dava trafik kazasından doğma tazminat isteği olup mahkemece bilirkişi raporuna dayanılarak davacıya ait araçta değer kaybı olmayacağı benimsenmiştir. Oysa davacının olaydan sonraki mal varlığının değeri, zarar verici olayın meydana gelmemesi halinde değerinden daha az ise, zarar var demektir. Gerçekten bir şeyin tahrip edilmesi veya zarar görmesi halinde nesnel zararı tayin etmek için kural olarak objektif değeri esas almak gerekir. Bu ise mübadele ( rayiç ) değeridir.
Davaya konu olan olayda davacıya ait araç mercedes E-200 marka olup, 1998 olan olay tarihine göre çok yenidir ve 624.781.670. lira harcanmasını gerektirecek derecede hasara uğramıştır. Bu durumda sözü edilen aracın onarıldıktan sonra mübadele ( rayiç ) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.
Zararı tazminle yükümlü olan kimse, tazmin borcunu doğuran eylemin meydana gelmesinden önceki durumu iadeye mecburdur. Bu ilke, zarar, ister haksız eylemden doğsun, isterse sözleşmeye aykırı hareketten meydana gelsin, aynen uygulanır.”
Değer Kaybı Hesaplamasında Dikkat Edilen Unsurlar
Araç değer kaybı başvurusu talebinde bulunulabilecek durumlarda ise, hesaplamalar uzman eksperler tarafından genel şartlara uygun olarak yapılır. Değer kaybı hesaplanırken dikkate alınan başlıca unsurlar şunlardır:
- Aracın markası ve modeli
- Aracın yaşı ve kilometresi
- Kazadan önceki piyasa değeri
- Kazadan sonraki piyasa değeri
- Onarımın yetkili serviste mi yoksa özel bir serviste mi yapıldığı
- Hasar gören parçaların sayısı ve hasar miktarı
- Aracın ticari mi yoksa hususi mi olduğu
- Hasarlı parçalarda yapılan onarım işleminin kapsamı
- Aracın kullanılmışlık düzeyi (aracın ne kadar kullanıldığı)
- Aracın KDV dahil onarım bedeli
Yukarıda maddeler halinde belirtmiş olduğumuz hususlar dikkate alınarak, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kaza sonrası tamir edilmiş haldeki ikinci el piyasa değeri arasındaki farka göre değer kaybının hesaplanması gerekmektedir.
Örnek Yargıtay Kararı:
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 04.04.2016 E.2015/18700-K.2016/4193 sayılı kararında,
“Bu durumda mahkemece, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınması; ya da araç değer kaybı konusunda hesap yapmaya ehil, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi (makina mühendisi) veya bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamına göre; davacı aracının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi vs. gibi hususlar göz önünde bulundurularak kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”
Sigorta Limitleri ve Uygulamada İzlenen Yol
Sigorta şirketleri, poliçede belirlenen limitler dâhilinde sorumluluk taşır. Sigorta poliçesi limitlerini aşan tazminat taleplerinde, araç maliki veya araç sürücüsü şahsen sorumlu tutulabilir. Ancak, uygulamada genellikle zarar gören taraf doğrudan sigorta şirketine başvurarak, ödemeyi sigorta üzerinden tahsil etmeyi tercih eder. Sigorta şirketi de, araç değer kaybı başvurusu üzerinde yer alan gerekli belgeler ve talep doğruysa bu ödemeyi gerçekleştirir.
Sigorta Şirketinin Sorumluluk Tutarı Nedir?
Trafik kazalarında sigorta şirketlerinin sorumluluğu, zorunlu mali sorumluluk poliçeleri çerçevesinde belirlenir. Sigorta poliçelerinde her yıl belirlenen bir üst limit mevcuttur ve bu limit, sigorta şirketinin kazalarda karşılaması gereken maksimum tutarı ifade eder.
Sigorta Poliçelerinin Yıllık Üst Limitleri
Sigorta şirketlerinin sorumluluk limitleri, poliçelerin düzenlendiği yıla ve döneme göre değişir. Son yıllarda belirlenen bazı sorumluluk limitleri şu şekildedir:
- 2008 yılı: Sigorta şirketinin sorumluluk limiti 36.000 TL.
- 1 Ocak – 31 Temmuz 2019 arası: Sorumluluk limiti 39.000 TL.
- 2020 yılı: Sorumluluk limiti 41.000 TL.
Örnek Durum:
Bir trafik kazası sonrası aracınızın hasar tutarı 30.000 TL ise, sigorta poliçesi 30.000 TL’yi öder. Ancak 2020 yılı için belirlenen üst limit 41.000 TL olduğu için, sigorta şirketi geriye kalan 11.000 TL tutarında sorumludur. Eğer aracınızda 15.000 TL’lik bir değer kaybı tespit edilmişse, sigorta şirketi bu kalan 11.000 TL’yi öder ve geriye kalan 4.000 TL tutarı sizin talep etmeniz gerekir.
Bu durumda, sigorta şirketi poliçedeki limit dahilinde sorumlu olduğu kadar ödeme yapar. Sigortanın kalan limiti yetersiz olduğu için, kalan tutar için araç maliki ve araç sürücüsünden talepte bulunabilirsiniz. Bu talepler de karşı tarafın kusur oranı doğrultusunda yapılmalıdır.
Kusur Oranı ve Tazminat
Araç değer kaybı başvurusu ve diğer tazminat talepleri, kazada kusurlu olan tarafın kusur oranına göre hesaplanır. Eğer kazada %100 kusursuz iseniz, zararın tamamını talep edebilirsiniz. Ancak, kusur oranınız örneğin %25 ise, bu durumda sadece karşı tarafın %75 kusur oranına göre zararınızı talep edebilirsiniz. Kalan %25’lik kısmı ise siz karşılamak durumunda kalırsınız.
Kasko Poliçesi Değer Kaybını Karşılar mı?
Kasko poliçesi, genellikle karşı tarafın zararlarını karşılayan zorunlu trafik sigortasının aksine, sizin aracınıza verilen hasarları karşılamak için yapılır. Ancak kasko poliçeleri, değer kaybı tazminatını kapsamaz. Bu tazminat, karşı tarafın zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında ödenir.
Bununla birlikte, eğer kasko poliçenize ekstra bir teminat eklemek isterseniz, sigorta şirketinize değer kaybı ve hatta kazanç kaybı gibi ek teminatlar ekletebilirsiniz. Bu teminatlar, sigorta şirketiyle yapılacak özel anlaşmalarla poliçenize dahil edilebilir. Ancak, her sigorta şirketi bu tür teminatları kabul etmeyebilir ve genellikle ayrıca bir prim ödenmesi gerekebilir.
Sigorta Limitlerinin Yükseltilmesi Önerisi
Trafik kazalarında meydana gelebilecek maddi ve manevi zararlar, bazı durumlarda çok yüksek tazminatlara neden olabilir. Bu nedenle, sigorta poliçelerindeki teminat limitlerinin artırılması önemlidir. Örneğin, standart olarak belirlenen 100.000 TL teminat yerine, 1 milyon TL’lik bir teminat yaptırmak, ileride karşılaşılabilecek büyük zararlar için çok daha etkili bir güvence sağlayabilir.
Etrafınızdaki kişilere bu konuda dikkatli olmalarını ve sigorta poliçelerindeki teminat limitlerini yükseltmeleri gerektiğini önermeniz faydalı olacaktır. Sigortaların temel amacı, beklenmeyen kazalarda oluşabilecek büyük maddi kayıpları telafi etmektir. Bu nedenle, poliçedeki küçük farklarla teminat limitlerinin yükseltilmesi, zor günler için büyük bir güvence sağlayabilir.
Sigorta Primlerim Artacak mı? Hasar Kaydı Oluşur mu?
Trafik kazalarında araç değer kaybı başvurusu ve değer kaybı tazminatı talep ederken, özellikle araç sahiplerinin endişe duyabileceği bazı sorular gündeme gelebilir. Bunlardan biri, sigorta primlerinin artıp artmayacağı ve hasar kaydı oluşturup oluşturmayacağıdır. Bu konuda dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:
Sigorta Primleriniz Artar mı?
Eğer tazminat talebi kendi kasko poliçenizden yapılırsa, bu durum primlerinizi etkileyebilir. Ancak, değer kaybı tazminatları karşı tarafın sigorta poliçesi üzerinden ödendiği için, bu tazminat talebi sizin sigorta poliçenizle bağlantılı değildir.
Karşı tarafın zorunlu trafik sigortasından araç değer kaybı başvurusu yaptığınızda, bu talep sizin kendi kasko veya sigorta poliçenizle ilgili olmadığı için sigorta primlerinizde bir artış olmaz. Değer kaybı tazminatı, kazaya kusurlu olan karşı tarafın sigortasından talep edilen bir tazminat türüdür. Bu nedenle, sizin sigorta poliçeniz ya da primlerinizde herhangi bir değişiklik olmaz.
Hasar Kaydı Oluşur mu?
Araç değer kaybı başvurusu, kazada kusurlu olan tarafın sigorta şirketine yönlendirildiği için sizin araç sicilinizde bir hasar kaydı oluşturmaz. Bu tür talepler, yalnızca karşı tarafın sigorta poliçesi ile ilişkilidir ve sizin araç kayıtlarınıza herhangi bir olumsuz yansıması olmaz. Kısacası, araç değer kaybı başvurusunda bulunmanız sizin adınıza bir hasar kaydı oluşturmaz.
Sonuç Olarak
Eğer karşı tarafın zorunlu trafik sigortasından değer kaybı talep ediyorsanız:
- Sigorta primlerinizde bir artış olmaz.
- Sizin adınıza bir hasar kaydı oluşturulmaz.
Bu nedenle, araç değer kaybı başvurusunda bulunurken kendi sigorta primleriniz veya araç siciliniz hakkında endişe duymanıza gerek yoktur.
Sigorta Az ya da Hiç Ödeme Yapmadığı Durumlarda Ne Yapmalıyım?
Trafik kazalarında sigorta şirketine başvurarak araç değer kaybı başvurusu veya hasar tazminatı talep ettikten sonra, sigortanın talebinizi kısmen veya hiç karşılamadığı durumlar olabilir. Böyle durumlarda izleyebileceğiniz birkaç hukuki yol mevcuttur:
Sigortaya Başvuru Zorunluluğu
Zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) kapsamında bir tazminat talep ederken, önce sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunmak zorunludur. Sigortaya başvurmadan doğrudan icra takibi, ara buluculuk veya dava açma gibi adımlar atmak kanunen mümkün değildir. Başvuru yapmadan bu tür yollar izlenirse talebiniz reddedilir.
Sigorta şirketi, yazılı başvurunuzun ardından en geç 8 gün içinde tazminat talebinizi karşılamakla yükümlüdür. Eğer sigorta bu süre zarfında ödeme yapmaz ya da talep ettiğiniz tutardan daha az bir ödeme yaparsa, diğer hukuki yolları değerlendirebilirsiniz.
Sigorta Tahkim Komisyonu
Sigorta şirketi taleplerinizi karşılamadığında veya kısmen karşıladığında, izlenebilecek en hızlı ve maliyeti düşük yol Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurmaktır. Tahkim sürecinde, dosyanız sigorta ve sigortacılık konusunda uzman bilirkişiler tarafından incelenir ve daha kısa sürede sonuçlanır. Sigorta tahkim komisyonuna başvurmanız halinde, uzun sürecek bir dava açmadan sonuç alabilirsiniz.
Tahkim Komisyonu’na Başvurmanın Avantajları:
- Daha kısa sürede sonuçlanması: Dava sürecine göre daha hızlı kararlar alınır.
- Maliyet avantajı: Tahkim süreçleri, davalara göre daha düşük maliyetlidir.
- Uzman bilirkişiler: Sigorta alanında uzman kişiler dosyanızı değerlendirir.
Ara Buluculuk
Sigorta şirketine başvuru yaptıktan sonra sonuç alamadığınız durumlarda, zorunlu olarak ara buluculuk sürecine başvurmanız gerekebilir. 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren düzenlemeye göre, ticari uyuşmazlıkların çözümünde önce ara bulucuya başvurma zorunluluğu getirilmiştir. Sigorta talepleri de bu kapsamda yer alır.
Ara buluculuk, sigorta şirketi ile anlaşmazlığı çözmek için daha hızlı ve daha az maliyetli bir yöntemdir. Eğer sigorta şirketi ile uzlaşamazsanız, ara buluculuk sürecinden sonra dava yoluna başvurabilirsiniz.
İhtiyati Haciz ve İhtiyati Tedbir
Sigorta şirketinin ödemediği veya eksik ödediği tutarlar için ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talep edebilirsiniz. İhtiyati haciz, davalı tarafın mallarına el koyma hakkı verirken, ihtiyati tedbir, karşı tarafın malvarlığını koruma altına alarak sizin lehinize olacak sonuçların garanti altına alınmasını sağlar. Bu tür geçici hukuki korumalar, alacağınızın güvence altına alınması için önemlidir.
İcra Takibi
Sigorta şirketinden tazminat talebinizin karşılanmaması halinde, icra takibi başlatabilirsiniz. Bu durumda, alacak talebinizi icra yoluyla tahsil etmeye çalışabilirsiniz. İcra takibi süreci, sigorta şirketi veya kazaya karışan diğer taraflardan tahsil edilemeyen tutarlar için uygun bir yoldur.
Genel Dava Yolu
Eğer sigorta şirketi, araç değer kaybı başvurusu taleplerinizi karşılamazsa veya tatmin edici bir sonuç alamazsanız, genel dava yoluna başvurabilirsiniz. Sigorta şirketi aleyhine açacağınız tazminat davası ile alacağınızın tahsilini sağlayabilirsiniz. Dava açmadan önce, zorunlu olarak sigorta şirketine araç değer kaybı başvurusu yapmış ve ara buluculuk sürecini tamamlamış olmanız gereklidir.
Tedbir ve Tespit Davaları
Araç değer kaybı başvurusu veya tazminat taleplerinin dışında, tedbir veya tespit davaları da açılabilir. Bu tür davalarda, ara buluculuk başvuru zorunluluğu yoktur. Örneğin, hasarın boyutunun tespiti veya bir malvarlığına tedbir konulması için doğrudan dava açabilirsiniz.
Sonuç
Sigorta şirketi taleplerinizi karşılamadığında izleyebileceğiniz yollar şunlardır:
Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru:
- Ara buluculuk
- İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talepleri
- İcra takibi
- Genel dava açma yolu
Bu süreçlerin her biri, talebinizin ciddiyetine ve sigorta şirketinin verdiği yanıta göre farklı avantajlar sunar.
Sigorta Tahkim Komisyonuna Başvurmadan Önce Ara Bulucuya Başvurmak Zorunlu mu?
Hayır, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurmadan önce ara bulucuya başvurma zorunluluğu yoktur. Sigorta tahkim komisyonu, zaten alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından biri olarak hizmet veren bir kurumdur. Bu nedenle, sigorta uyuşmazlıklarında tahkime başvurduğunuzda ayrıca ara bulucuya başvurmanız gerekmez.
Sigorta Tahkim Komisyonu, sigorta uyuşmazlıklarının hızlı, düşük maliyetli ve uzman bilirkişiler tarafından çözüme kavuşturulması için kurulmuş bir organdır. Ara buluculuk ise genel ticari ve maddi anlaşmazlıklarda zorunlu olabilirken, sigorta tahkim süreci ayrı bir alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizmasıdır ve ara buluculuğa başvurma gerekliliği bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, sigorta ile ilgili bir anlaşmazlık yaşadığınızda doğrudan Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurarak uyuşmazlığınızı çözebilirsiniz.
Tahkime Ne Zaman Başvurabilirim?
Sigorta tahkim komisyonuna başvurabilmeniz için öncelikle sigorta şirketine yazılı olarak tazminat talebinde bulunmanız gerekmektedir. Sigorta şirketinin, başvurunuza 15 iş günü içinde yanıt verme yükümlülüğü vardır. Eğer bu süre içerisinde:
- Sigorta şirketi talebinizi kısmen veya tamamen reddederse,
- Sigorta şirketi hiç ödeme yapmazsa
- Eksik ödeme yaparsa,
- Bu 15 iş günü süresinin sonunda Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurabilirsiniz.
Yani, sigorta başvurunuza 15 iş günü içerisinde olumlu bir yanıt alamazsanız veya sigorta talebinizin eksik ödendiğini düşünüyorsanız, 15 iş günü sonunda Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurma hakkınız doğar.
Sigorta Tahkim Komisyonuna Başvururken Dikkat Edilmesi Gerekenler ve Gerekli Belgeler
Sigorta tahkim komisyonuna başvururken süreci düzgün bir şekilde yürütmek ve başvurunun reddedilmemesi için dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır. Ayrıca, başvuru sırasında eksiksiz belge sunmak başvurunuzun hızlı ve olumlu bir şekilde değerlendirilmesi için önemlidir. İşte sigorta tahkim komisyonuna başvururken dikkat edilmesi gereken noktalar ve gerekli belgeler:
Sigortaya Yapılan Başvurunun Belgelenmesi
Başvuru yaparken öncelikle, sigorta şirketine tazminat talebinde bulunduğunuzu ve bu talebe yanıt alamadığınızı veya eksik bir ödeme yapıldığını belgelemelisiniz. Bunun için:
- Sigortanın ret yazısı veya kısmi ödeme yazısı,
- Sigorta şirketine yapılan başvurunun belgesi,
- Sigorta şirketinden 15 iş günü içinde yanıt alınmadığını belgelemek için sigortaya başvuru dilekçesi (yanıt gelmediyse).
Bu belgeler, tahkime başvurmanız için temel dayanaklardır. Sigorta şirketine araç değer kaybı başvurusunda bulunduğunuzu ve sonucunu belgeleyemezseniz, tahkime başvurunuz kabul edilmez.
Gerekli Belgeler
Sigorta tahkim komisyonuna başvuru yaparken, sigorta şirketine araç değer kaybı başvurusu esnasında sunmuş olduğunuz tüm belgeleri eksiksiz bir şekilde tahkim komisyonuna da sunmanız gerekir. Bu belgeler şunlardır:
- Araç Ruhsatı: Başvuru yapılan aracın sahibini gösteren belgedir.
- Trafik Kaza Tutanağı: Kazanın nasıl gerçekleştiğini ve kusur oranlarını belirten resmi tutanak.
- Ekspertiz Raporu (varsa): Aracın hasarının ve değer kaybının uzmanlar tarafından tespit edildiği rapor.
- Kaza Fotoğrafları: Kazada oluşan hasarın belgelenmesi amacıyla çekilen fotoğraflar.
- Sigorta Başvuru Belgeleri: Sigorta şirketine araç değer kaybı başvurusu yaparken verdiğiniz diğer belgelerin bir kopyası.
Bu belgeler, sigorta şirketi tarafından tahkim komisyonuna eksik iletilebilir. Bu yüzden başvuru esnasında tüm belgeleri eksiksiz bir şekilde sunarak başvurunuzu desteklemeniz önerilir.
Kişisel Verilerin İşlenmesine Dair Açık Rıza Metni
Yeni düzenlemeler çerçevesinde, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında, sigorta tahkim komisyonuna başvuru yaparken kişisel verilerin işlenmesine dair açık rıza metni de sunulmalıdır.
Islak İmzalı Belgeler
Tahkim komisyonu, özellikle ısrarla ıslak imzalı belgeleri talep edebilir. Kişisel verilerin işlenmesine dair rıza metninin ıslak imzalı olması zorunludur.
Dilekçenizin Açık ve Anlaşılır Olması
Başvurunuzu yaparken hazırladığınız dilekçede, olayın detaylarını ve talebinizi açık ve anlaşılır bir şekilde belirtmeniz gerekir. Talep edilen tazminat tutarını, sigortanın verdiği yanıtı ve olayın nasıl gerçekleştiğini net bir şekilde açıklamak, başvurunuzun daha hızlı işleme alınmasını sağlar.
Sonuç:
Tahkim başvurusu yaparken dikkat etmeniz gerekenler:
- Sigorta şirketine yapılan araç değer kaybı başvurusu ve sonucunun belgelenmesi.
- Araç ruhsatı, trafik kaza tutanağı, ekspertiz raporu ve diğer destekleyici belgelerin sunulması.
- Kişisel verilerin işlenmesine dair açık rıza metninin ıslak imzalı olarak sunulması.
- Eksiksiz ve net bir dilekçeyle başvurunun yapılması.
Bu belgelere ve detaylara dikkat ederek yapacağınız başvuru, tahkim sürecinizin daha sorunsuz ve hızlı ilerlemesini sağlayacaktır.
Tahkim Sürecinde Neler Olur?
Sigorta Tahkim Komisyonu, sigorta uyuşmazlıklarının çözümünde hızlı ve etkili bir alternatif yol sunar. Bu süreçte, başvurunuz raportörler ve sigorta hakemleri tarafından incelenir. Aşağıda, sigorta tahkim sürecinin adımlarını ve dikkat edilmesi gereken noktaları detaylı bir şekilde açıklıyorum:
Başvurunun İncelenmesi ve Raportörlerin Rolü
Başvurunuz sigorta tahkim komisyonuna ulaştıktan sonra, öncelikle raportörler tarafından incelenir. Raportörler, başvurunun kabul edilip edilmeyeceğine ve bağımsız sigorta hakemlerine iletilip iletilmeyeceğine karar verir. Bu ön inceleme süreci 15 iş günü içinde tamamlanmalıdır. Raportörler, başvurunuzun geçerliliğini değerlendirir ve dosyanın eksiksiz olup olmadığını kontrol ederler.
Dosyanın Sigorta Hakemlerine İletilmesi
Raportörler, başvuruyu uygun bulduğunda, dosya bağımsız sigorta hakemlerine iletilir. Hakemler, dosyayı aldıktan sonra 4 ay içinde başvuruyu sonuçlandırmak zorundadırlar. Hakemler, tarafların sunduğu belgeleri, sigorta poliçelerini, uzman raporlarını ve diğer delilleri inceleyerek bir karar verirler.
Süreç Takibi
Başvuruda bulunan kişi, tahkim sürecini kendisine verilen şifre ile Sigorta Tahkim Komisyonu’nun internet sitesi üzerinden takip edebilir. Bu süreçte, hangi aşamada olduğunuzu ve dosyanızın hangi aşamada olduğunu düzenli olarak takip etmeniz önerilir. Sigorta tahkim sürecinde e-tebligat sistemi kullanılır, bu nedenle aktif olarak kullandığınız bir e-posta adresini mutlaka başvuruda belirtmelisiniz.
E-tebligat ile Kararların Bildirilmesi
Tahkim komisyonu kararlarını size e-tebligat ile bildirecektir. Fiziksel bir tebligat beklemeniz gerekmiyor. Bu nedenle, e-posta adresinizi düzenli olarak kontrol etmeniz önemlidir. Hakemler tarafından belirlenen süreler e-posta ile size iletilir, bu süreler resmi tatiller veya mesai saatlerine bağlı olmaksızın gece veya hafta sonu da gelebilir.
Eksik Belgeler ve Karşı Tarafın İtirazları
Tahkim sürecinde, hakemler sizden eksik belge talep edebilir veya karşı tarafın sunduğu itirazlarla ilgili belgeler isteyebilir. Karşı taraf, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin doğru olduğuna dair itirazda bulunabilir ya da eksik ödeme itirazları yapabilir. Bu nedenle, sigorta tahkim komisyonundan gelen e-postaları düzenli olarak kontrol etmek ve size verilen süreler içinde istenilen belgeleri temin etmek önemlidir.
Yanlış Hesaplara Yapılan Ödemeler
Bazı durumlarda sigorta şirketi, ödeme yaparken yanlış hesap numaralarına para gönderebilir veya açıklama eksik olabilir. Bu tür durumlarda ödeme hangi dosya için yapıldığı belirlenemeyebilir. Eğer bu durumla karşılaşırsanız, tahkim komisyonuna durumu bildirmeniz ve ödeme açıklamasını talep etmeniz gerekir. Aksi takdirde yanlışlıkla başvuru ücretlerini karşı tarafa ödemek zorunda kalabilirsiniz.
Eksper ve Bilirkişi Raporları
Tahkim sürecinde hakemler, eksper ve bilirkişilerden rapor talep edebilir. Özellikle araç değer kaybı başvurusu gibi konularda doğru hesaplama yapılması için bilirkişi raporu gerekebilir. Bu aşamada tahkim komisyonu sizden eksper ve bilirkişi ücretini yatırmanızı talep edebilir. Bu ücretleri belirtilen süreler içinde yatırmazsanız, başvurunuzun reddedilmesi veya ek masrafların üzerinize kalması riski doğar. Ayrıca karşı tarafa vekalet ücreti ödeme zorunluluğu doğabilir.
Sürelerin Takibi
Tahkim sürecinde size verilen süreleri mutlaka düzenli bir şekilde takip etmeniz gerekir. Eğer size verilen süre içinde istenilen belgeleri veya ücretleri teslim etmezseniz, başvurunuz geçersiz sayılabilir ve ek masraflarla karşı karşıya kalabilirsiniz.
Kararların Kesinliği
Tahkim komisyonu tarafından verilen kararlar belirli bir kesin hüküm içerir ve kararlara itiraz sınırlıdır. Bu nedenle, sürecin dikkatle takip edilmesi ve verilen sürelerin doğru bir şekilde yönetilmesi önemlidir. Tahkim komisyonunda verilen kararlar genellikle daha az maliyetli ve daha hızlı sonuçlanır. Ancak dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, kararın kesin olması ve belirli limitler dahilinde itiraz edilememesidir.
Tahkim Komisyonu Kararlarına İtiraz
Sigorta tahkim komisyonu kararlarına yalnızca belli bir limitin üzerinde verilen tazminat kararlarına karşı itiraz edilebilir. 2024 yılı itibariyle 15.000 TL ve altındaki kararlar kesindir. Bu kararlara karşı hakem heyetine itiraz yoluna başvuru yapılamaz.
Sonuç
Sigorta tahkim komisyonuna başvurduğunuzda:
- Başvurunuz raportörler tarafından incelenir ve uygun bulunursa sigorta hakemlerine iletilir.
- Hakemler, başvurunuzu 4 ay içinde sonuçlandırır.
- Sürecin takibi için e-posta ve e-tebligat sistemini düzenli olarak kontrol etmeniz gereklidir.
- Eksper ve bilirkişi raporları gerekebilir, bu ücretleri belirtilen süreler içinde yatırmanız önemlidir.
- Hakem kararları genellikle kesin hüküm içerir, bu nedenle itiraz imkanı sınırlıdır.
Başvurunuzun sorunsuz ilerlemesi için, süreci düzenli olarak takip etmeniz ve verilen süreleri kaçırmamanız çok önemlidir.
Tahkim Komisyonu Kararlarına Karşı İtiraz Edilebilir mi?
Sigorta tahkim komisyonu kararlarına karşı itiraz imkanı bulunmaktadır, ancak bu hak belirli limitlerle sınırlıdır. Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca itiraz sürecine dair temel kurallar şu şekildedir:
- 15.000 TL ve Altındaki Kararlar Kesindir
Eğer tahkim komisyonunun verdiği karar 15.000 TL veya altında ise, bu karar kesindir ve itiraz edilemez. Bu tür kararlar mahkemeye taşınamaz ve hakem kararı nihai kabul edilir.
- 15.000 TL ile 238.731 TL Arasındaki Kararlar
Eğer tahkim komisyonu kararı 15.000 TL ile 238.731 TL arasındaki bir tutarı kapsıyorsa, tarafların 10 gün içinde itiraz etme hakkı vardır. İtiraz süresi, kararın tarafınıza tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. Bu itiraz, İtiraz Hakem Heyeti’ne yapılır ve itiraz başvurusu şekli ve süresine uygun olarak yapılmalıdır.
İtiraz süresine dikkat edilmesi önemlidir; eğer başvuru 10 gün içinde yapılmazsa, itiraz hakkı kaybedilir.
Başvuru yapılırken, gerekli olan itiraz ücretinin de ödenmesi gerekir. Başvuru süresi kaçırıldığında veya şekli olarak usule uygun yapılmadığında, başvuru reddedilir ve yapılan masrafların %90’ı iade edilir.
- 238.731 TL Üzerindeki Kararlar
Tahkim komisyonunun verdiği karar 238.731 TL’nin üzerinde ise, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. Bu durumda, karar mahkemeye taşınabilir ve üst yargı mercii olan temyiz sürecine girilebilir. Bu kararlar da İtiraz Hakem Heyeti’nde incelendikten sonra, taraflar kararı temyize götürme hakkına sahiptir.
İtiraz Süreci Nasıl İşler?
İtiraz süresi içinde yapılan başvurular önce şekli olarak incelenir. Yani, başvurunun usulüne uygun yapılıp yapılmadığı ve süresinde olup olmadığına bakılır. Eğer başvuru şekli olarak uygun değilse veya süreyi kaçırdıysanız, başvuru reddedilir ve yaptığınız masrafların %90’ı iade edilir.
Şekli uygunluk geçildikten sonra, başvurunuz İtiraz Hakem Heyeti’ne iletilir.
İtiraz Hakem Heyeti, başvuruyu alır ve en geç 2 ay içinde kararını verir. İtiraz hakem heyeti, kararını verdikten sonra, bu karar taraflara e-tebligat yoluyla bildirilir.
İtiraz Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Sürelere dikkat edin: İtiraz başvurusunun 10 gün içinde yapılması gerekir. Bu süre, kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar.
Usule uygun başvuru yapın: Başvuru sırasında, gerekli belgeleri eksiksiz sunmalı ve itiraz ücretini zamanında ödemelisiniz. Aksi takdirde, başvurunuz reddedilebilir.
İtiraz sonucu: İtiraz Hakem Heyeti, başvuruyu en geç 2 ay içinde sonuçlandırmak zorundadır. İtiraz sonucunda verilen karar kesin hüküm niteliğindedir.
Sonuç olarak;
- 15.000 TL ve altındaki kararlar kesindir ve itiraz edilemez.
- 15.000 TL ile 238.731 TL arasındaki kararlar için, 10 gün içinde İtiraz Hakem Heyeti’ne başvurulabilir.
- 238.731 TL üzerindeki kararlar için, temyiz yoluna başvurulabilir.
- İtiraz sürecini dikkatle takip etmek ve verilen süreleri kaçırmamak büyük önem taşır.
Tahkimin Faydaları
Tahkim, dava yoluna kıyasla birçok avantaj sunan bir çözüm yöntemidir. Özellikle sigorta uyuşmazlıkları gibi durumlarda tahkimin sağladığı faydalar oldukça dikkat çekicidir. İşte tahkimin temel faydaları:
- Daha Düşük Maliyetler
Tahkim, dava yoluna göre çok daha az maliyetli bir süreçtir. Başvuru ücretleri ve harçlar mahkemelerdeki ücretlere göre daha düşük olduğu için, başvuru yapan kişiler için maddi yük hafifler. Bu, sigorta uyuşmazlıklarında hızlı ve düşük maliyetli bir çözüm arayanlar için büyük bir avantajdır.
- Kısa Sürede Sonuçlanması
Tahkim, duruşmasız ve e-posta yoluyla yazışmalar üzerinden yürütülen bir süreçtir, bu da önemli bir zaman tasarrufu sağlar. Mahkemelerde uzun süren duruşmalar ve dosya yoğunlukları yerine, tahkim süreçleri belirli süreler içinde tamamlanır:
Hakemler, dosyayı 4 ay içinde sonuçlandırmak zorundadır.
İtiraz Hakem Heyeti, başvuruyu en geç 2 ay içinde karara bağlar. Bu süreler, özellikle mahkemelerde yaşanan uzun bekleme süreleri ile kıyaslandığında, tahkim sürecini çok daha hızlı ve verimli bir hale getirir.
- Duruşma Olmadan, Kolay İletişim
Tahkim sürecinde duruşma yapılmaz, bu nedenle tüm işlemler e-posta ile yapılabilir. Bu, başvurucuların hem fiziksel olarak mahkemeye gitme zorunluluğunu ortadan kaldırır hem de süreç boyunca zaman kaybını en aza indirir. Özellikle pandemi sürecinde, e-posta üzerinden yürütülen bu süreçler, tahkim yönteminin mahkemelere göre daha esnek ve etkili olduğunu göstermiştir.
- Uzman Kişiler Tarafından İncelenmesi
Tahkimde, dosyalar sigorta ve sigortacılık alanında uzman kişiler tarafından incelenir. Hakemler ve bilirkişiler, konuyla ilgili uzmanlık bilgisine sahip oldukları için doğru kararlar alma olasılığı yüksektir. Bu da başvurucuların daha güvenilir ve doğru sonuçlara ulaşmalarını sağlar. Mahkemelerde her zaman ilgili uzmanlıkta bir hakim veya bilirkişi bulunamayabilir, ancak tahkimde bu kişiler dosyanın başından sonuna kadar süreci yönetir.
- Hızlı ve Kesin Kararlar
Tahkim komisyonu kararları, özellikle 15.000 TL’ye kadar olan uyuşmazlıklar için kesin hüküm içerir. Bu, dosyanın kısa sürede kapanmasını ve hızlı bir şekilde tahsil edilmesini sağlar. Yargılama sürecinin uzaması veya ek itiraz yollarının olmaması, davayı daha hızlı sonuca ulaştırır.
- Avukat Vekalet Ücreti
Tahkim sürecinde avukatlar için nispi vekalet ücreti uygulanır. Başvuru sahibi olumlu bir karar aldığında, avukata nispi bir vekalet ücreti ödenir. Eğer başvuru reddedilirse, avukata normal vekalet ücretinin beşte biri oranında bir ücret hükmedilir.
- Pandemi Sürecine Uygun İşleyiş
Tahkim süreci, pandemi döneminde mahkemelere göre daha esnek ve kesintisiz bir şekilde ilerlemiştir. E-posta ve çevrimiçi iletişim yolları sayesinde, tahkim sürecindeki aksaklıklar en aza indirildi ve süreç normal şekilde devam etti. Bu durum, tahkim sürecinin gelecekte de dijital ortamda etkin bir şekilde yürütülebileceğini göstermektedir.
Sonuç olarak;
- Tahkim süreci, dava yoluna kıyasla birçok avantaja sahiptir:
- Daha düşük maliyetler ve kısa süreli sonuçlanma,
- Uzman kişiler tarafından incelenen dosyalarla daha doğru ve güvenilir kararlar,
- E-posta yoluyla hızlı ve esnek iletişim,
- Avukatlar için nispi vekalet ücreti ve hızlı çözüm,
- Pandemi gibi zorlu süreçlerde bile kesintisiz işleyiş.
Bu avantajlar, sigorta uyuşmazlıklarında tahkimin neden tercih edilen bir çözüm yöntemi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Tahkim süreci, sigorta başvurucuları için hem maddi hem de zaman açısından büyük kolaylıklar sağlar.
Kazanç Kaybı Nedir?
Kazanç kaybı, trafik kazası nedeniyle aracın kullanılamadığı süre içinde ortaya çıkan maddi zararları ifade eder. Bu zararlar, sigorta poliçelerinin kapsamına girmediği için sigorta şirketlerinden talep edilemez. Ancak bu zararlar, kazaya kusur oranında sebebiyet veren araç maliki veya araç sürücüsünden talep edilebilir. Kazanç kaybı, araç sahibi veya şirketler için önemli maddi kayıplara yol açabilir.
Kazanç Kaybının Kapsamı
Kazanç kaybı, kaza nedeniyle aracın serviste tamir edilmesi sırasında araç sahibinin maruz kaldığı maddi kayıpları içerir. Örneğin:
Araç Kiralama Giderleri: Aracın tamir süresi boyunca araç sahibi bir araç kiralamak zorunda kalmış olabilir.
Taksi Giderleri: Araç kiralamak yerine taksi kullanmak zorunda kalan araç sahibi bu harcamalarını belgeleyerek talep edebilir.
Alternatif Araç Temini: Başka bir yerden geçici olarak araç temin edilmesi durumunda yapılan giderler de kazanç kaybı olarak değerlendirilir.
Bu tür zararlar, belgelenmesi koşuluyla kazaya neden olan kusurlu taraf olan araç sürücüsü veya araç malikinden talep edilebilir. Burada, talep edilen tutar, kusur oranına göre belirlenir. Kazada %100 kusurlu olmayan taraf, kendi kusuru oranında bu zarardan sorumlu olmayacaktır.
Şirketler İçin Kazanç Kaybı (İş Durması Kaybı)
Özellikle filo kiralama şirketleri gibi ticari işletmeler için kazanç kaybı çok daha büyük bir maliyet oluşturabilir. Şirketler, kazaya uğrayan araçlarının serviste kaldığı süre boyunca müşterilerine alternatif bir araç sağlamak zorunda kalabilirler. Bu durumda:
Müşteriye sağlanan asistan araç nedeniyle şirketin bir zararı oluşur.
Şirket, bu süreçte araçlarını kullanamadığı için gelir kaybı yaşayabilir.
Bu tür zararlar, genellikle fatura ile belgelenir ve yine kazaya sebep olan tarafın kusur oranında araç malikinden veya araç sürücüsünden talep edilebilir.
Kazanç Kaybı Talebi İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kusur Oranı: Kazanç kaybı talebinde bulunurken, zarar kusur oranına göre hesaplanır. Örneğin, kazada %25 kusurlu iseniz, kazanç kaybınızın %75’ini karşı taraf araç malikinden ve araç sürücüsünden talep edebilirsiniz.
Belgelendirme: Kazanç kaybınızı talep ederken, harcamalarınızı mutlaka belgelendirmelisiniz. Örneğin, araç kiralama faturası, taksi fişleri veya başka bir araç temin edilmesi durumunda yapılan giderlere dair faturalar talebinize eklenmelidir.
Sonuç
Kazanç kaybı, kaza sonrası aracın kullanılamaması nedeniyle ortaya çıkan maddi kayıpları kapsar ve sigorta poliçeleri bu tür zararları karşılamaz. Bu zararlar:
Kusur oranında araç maliki veya araç sürücüsünden talep edilebilir.
Şirketler için, özellikle filo kiralama ve asistan araç gibi maliyetler de kazanç kaybına dahil edilebilir.
Talebinizi yaparken, belgelendirme ve kusur oranı gibi faktörlere dikkat etmek önemlidir.
Bu tür zararlar, maddi kayıpların telafi edilmesi açısından önemlidir ve hak sahipleri belgeleriyle birlikte bu talepleri karşı tarafa iletebilir.
Hasar Sonrasında Değiştirilen Plastik Parçalar Değer Kaybına Sebebiyet Verir mi?
Hasar sonrası değiştirilen plastik parçaların değer kaybına sebep olup olmadığı sorusu, Karayolları Trafik Kanunu (KTK) madde 90 ve ilgili düzenlemeler çerçevesinde değerlendirilebilir. Özellikle, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarihli kararı bu konuda önemli bir değişiklik getirmiştir. 2020 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan bu değişiklik ile genel şartlara atıf yapan bir ibare iptal edilmiştir.
Önceki kanun maddesinin atıf yaptığı genel şartlarda düzenlenmiş “Teminat Dışı Kalan Haller” başlıklı kısımda yer alan ifade aynen şöyledir,
“Hasar sonrası aşağıdaki haller Değer Kaybı Teminatı dışındadır.
‘Mini onarım ile giderilebilen basit kaporta, plastik tampon / parça onarımları, cam, radyo / teyp, lastik, hava yastığı, jant, mekanik, elektrik, elektronik ve döşeme aksamı hasarları.’ “
Karayolları Trafik Kanunu (KTK) madde 90’daki düzenleme,
“Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu kanunda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
şeklindedir ve bu düzenlemeye 17.07.2020 tarihinde Anayasa Mahkemesi Tarafından bir değişiklik yapılmıştır.
İlgili değişiklik:
ANAYASA MAHKEMESİNİN E: 2019/40 (2918 SAYILI KANUN İLE İLGİLİ), K: 2020/40 SAYILI KARARI ” a. “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Yıldız SEFERİNOĞLU ve Selahaddin MENTEŞ’in karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,”
buradaki kararda Karayolları Eski Trafik Kanunu madde 90’da düzenlenmiş “…bu kanunda düzenlenmeyen ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” altı çizili ifade ilgili AYM kararıyla iptal edilmiştir.
Bu değişiklik, artık genel şartlarda düzenlenen durumların sınırlamalarına bağlı kalınmayacağını ve bu söz konusu kanunda düzenlenmeyen hususlarda doğrudan TBK hükümlerine başvurulacağını ifade etmektedir. Önceden, sigorta genel şartları, değer kaybı teminatı dışında kalan haller arasında, plastik parçalar gibi hasarların değer kaybına dahil edilmediğini belirtiyordu. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile bu durum değişmiştir. Artık, sigorta teminatının dışındaki bu genel şart sınırlamaları geçersiz kılınarak, değiştirilen plastik parçalar da değer kaybı kapsamına dahil edilebilir hale gelmiştir. Bu, plastik tampon veya parçalar gibi onarımlar sonucunda oluşan değer kaybının da sigorta kapsamında tazmin edilmesi gerektiğini göstermektedir.
Sonuç olarak, değiştirilen plastik parçalar artık değer kaybına dahil edilebilecek ve zararlar sigorta teminatı kapsamında karşılanabilecektir. Bu gelişme, ilgili tazminat taleplerinde plastik parça değişimlerinin dikkate alınmasını sağladığı gibi, sigortalı kişilerin haklarını genişletmiştir.
Araç değer kaybı başvurusu gibi süreçlerin karmaşıklığı nedeniyle uzman bir avukattan destek almak önerilir. Kazdal Hukuk Bürosu’na ulaşarak araç değer kaybı başvurusu destek alabilirsiniz.
İlk ve orta eğitim öğretim hayatını Rize’de tamamlamıştır. Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü mezunudur. Hukuk eğitimini Maltepe Üniversitesi’nde almıştır. Halen Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku alanında yüksek lisans eğitimi görmektedir.