İŞE İADE DAVALARI
İşe iade davası 10 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe giren 4857 sayılı yeni iş kanunumuz ile getirilen yeni bir dava türüdür. Hizmet sözleşmesi fesh edilerek işten çıkartılan işçiye tekrar o işyerine dönme imkanı sağlayan bir dava türüdür.
İŞVEREN BÜNYESİNDE ÇALIŞMASI GEREKEN İŞÇİ SAYISI
İşe iade davası iş güvencesi kapsamında hayatımıza girmiş olan bir dava türüdür. İş güvencesi hakkı işverenlikte iş sözleşmesinin fesih tarihi itibariyle 30 ve üzerinde işçi çalışan işyerlerinde mevcuttur. İş güvenliği hakkının tespitinde gereken 30 ve üzeri işçinin tespitinde iş sözleşmesinin türü kısmı süreli işçi, belirli süreli işçi, belirsiz süreli işçi, mevsimlik işçi, olması fark doğurmamaktadır. 4857 sayılı kanun kapsamında olmayan stajyer ve çırak gibi çalışanlar iş güvencesi hesabına dahil edilmezler.
İŞÇİNİN KIDEMİ
İşçi iş sözleşmesinin fesih edildiği tarihte 6 aylık kıdeme sahip olmalıdır.
BELİRLİ SÜRELİ SÖZLEŞME
İşe iade hakkı belirsiz süreli iş sözleşmeleri imzalamış olan işçilere verilmiştir. Bir sözleşmenin belirli süreli mi belirsiz süreli mi olduğunu tespit etmek hukukçuların görevidir. Bir sözleşmede hiçbir neden yokken belirli süreli olarak tanzim edilmişse hukuki muhakeme yapmadan doğrudan belirli süreli sözleşmedir denemez.
İŞE İADE DAVASININ ŞARTI OLARAK FESİH
İşe iade davasını açılması koşullarından bir diğeri iş sözleşmesinin işçi tarafından fesih edilmemiş olması gerekmektedir. İşveren tarafından sözleşmesi feshedilen işçinin iş kanunun 25. maddesinde öngörülen haklı fesih ve geçerli fesih sebeplerinin varlığı halinde işe iade hakkının doğmayacağını ayrıca belirtmek gerekmektedir.
İşçinin tek taraflı olarak işveren ile olan iş sözleşmesini feshetmesine istifa denir. İşçinin istifa etmesi durumunda işe iade davası açma hakkı yoktur. Ancak bazen istifa dilekçeleri baskıyla alınır. Hatta kimi zaman iş sözleşmeleri imzalanırken işçilere matbu istifa dilekçeleri imzalatılmaktadır. İşçi iradesinin fesada uğradığını iddia ediyorsa bunu ispat eder ve durum işveren feshine dönüşür işçide işe iade davası açabilir.
Bir işçi işe iade davası açarken iş sözleşmesinin geçersiz olarak feshedildiği iddiasındadır. Geçerli feshin işveren yönünden iki ana sebebi vardır. Birincisi işyerinden kaynaklanan sebeplerdir. Bunlar ekonomik zorluklar, küçülme , işyerinin kapanması olarak sıralanabilir. Bir diğeri işçi yönünden kaynaklanan sebepler olabilir. Bunlar işçinin veriminin düşük olması ve işyerinde huzuru bozan bazı davranışları olabilir.
Burada çok sık karıştırılan bir noktayı iyi izah etmek gerekmektedir. Haklı fesih, haksız fesih ve geçerli fesih, geçersiz fesih farklı kavramlardır. İşe iade davasının şartlarının oluşabilmesi için işçinin iş sözleşmesine işveren tarafından haklı fesih nedenlerinin varlığı ile son verilmemesi gerekmektedir. Bunu yazımızın en başında izah ettik. Bunun yanında işverenin işçinin kıdem ve ihbar tazminatlarını ödemek şartıyla geçerli fesih nedenleri bulunmaktadır. İşveren geçerli fesih nedenlerine dayanarak işçiye tazminatlarını ödeyerek iş sözleşmesini sonlandırabilir. İşçinin yapılan fesihin geçerli olmadığını iddia etmesiyle işe iade davası doğmaktadır.
İşveren tarafından işçinin iş sözleşmesi sonucunda fesih bildirimi mutlaka yazılı olmalıdır. Fesih bildiriminde işçinin iş sözleşmesinin hangi nedenlerle fesih edildiği çok açık ve net bir şekilde ifade edilmelidir. İşveren burada bildirdiği sebeplerin dışında bir sebebe dayanamaz.
İŞVEREN VEKİLİ İŞÇİ
İşçi eğer işveren vekili ise iş garantisi kapsamında değildir ve işe iade hakkına sahip değildir. İşveren vekili işveren adına hareket edebilen işin işletmenin ve hareketin yönetimini sağlayabilen, işletmenin bütününü sevk ve idare eden ve aynı zamanda işe işçi alıp çıkarma yetkisine sahip olan kişiye denir. Bu noktada kişinin işveren vekili olup olmadığı konusunu iyi irdelemek gerekmektedir.
İŞE İADE DAVALARINDA ZORUNLU ARABULUCULUK SÜRECİ
İşe iade davalarında zorunlu arabuluculuk sürecine tabidir. Arabuluculuk süreci sonunda tarafların hazırlayacakları tutanak büyük önem arz etmektedir.
Tarafların anlaşması durumunda tıpkı bir mahkeme ilamı gibi detaylı olarak işçinin ne zaman, hangi maaşla, hangi pozisyonda, ne kadar maaşla işe başlatılacağının detaylı olarak tutanağa geçirilmesi gerekmektedir.
İŞE İADE DAVALARINDA SÜRE
İşe iade davaları için süre işçiye fesih bildirimi yapıldıktan 1 ay içerisinde arabulucuya başvurması gerekmektedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken fesihin tebliğ tarihidir. Örnek verecek olursak işveren işçiye 01.01.2021 tarihinde iş sözleşmesini 01.03.2020 tarihinde sonlandıracağını tebliğ ettiğini varsayalım. Arabulucuya başvurmak için süre 01.01.2021 tarihinde başlayacaktır.
Tarafların arabulucuya başvurmasının ardından anlaşamamaları ve menfi bir durum tespit tutanağı düzenlemeleri durumunda, arabulucu tarafından düzenlenen tutanağın işçiye tebliğ edilmesinin ardından 2 hafta içerisinde işe iade davasının açılması gerekmektedir.
İŞE İADE DAVALARINDA TALEPLER
İşe iade davalarında işçi temelde işine iade edilmek ve tekrardan eski işine kavuşmak ister. Ancak işverenin işçiyi eski işine kabul etmemesi durumunda işçinin tazminat hakkı doğar. İşe başlatmama tazminatı işçinin talep edebileceği tazminat türlerindendir. Bu tazminat miktarı işçinin 4 aylık maaşı ile 8 aylık maaşı arasında değişebilir.
İşçi işe iade davalarında boşta geçen süre ücreti isteme hakkına sahiptir. İşçinin talep edebileceği en yüksek boşta geçen süre ücreti miktarı 4 aylık ücretidir.
İŞE İADESİNE KARAR VERİLEN İŞÇİ NE YAPMALIDIR ?
İşe iade davası kesinleşen işçinin karar kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 10 iş günü içerisinde işverene başvurması gerekmektedir.
İşverenin de 30 gün içerisinde işçiyi işe başlatmış olması gerekmektedir.
İlk ve orta eğitim öğretim hayatını Rize’de tamamlamıştır. Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü mezunudur. Hukuk eğitimini Maltepe Üniversitesi’nde almıştır. Halen Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku alanında yüksek lisans eğitimi görmektedir.