A-Giriş
Ceza muhakemesi hukukunun temel prensibi savcılık makamları tarafından kamu davasının açılmasıdır. Ancak küçük büyük demeden bütün suçlar soruşturma ve ardından kovuşturma evresine tabi tutulup mahkemenin önüne gelse bu noktada adliyelerde ki yük daha da artar ve nihayetinde adliyeler çalışamaz hale gelir. Tüm dünyada ve ülkemizde yaklaşık olarak son 30 yıldır adliyelerin yüklerini azaltmak için alternatif çözüm yolları üretilmeye çalışılmıştır. Bu arayışların diğer sebebi ise klasik ceza hukukunda suçun cezalandırılması anlayışından yavaş yavaş uzaklaşmaya başlanmasıdır.
Yazı İçeriği
Ceza Muhakemesi Kanunu m.171/2 ‘’Uzlaştırma ve önödeme kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, Cumhuriyet savcısı, üst sınırı üç yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine karar verebilir. Suçtan zarar gören veya şüpheli, bu karara CMK 173. madde hükümlerine göre itiraz edebilir.’’ şeklindedir. Kanunun açık hükmünde gördüğümüz gibi Cumhuriyet Savcısı’na kamu davası açmasına yetecek kadar yeterli şüpheye sahip olmasına rağmen kamu davasının açılmasının ertelenmesi takdir yetkisi verilmiştir. Cumhuriyet Savcısı’na verilen bu yetki şüphelinin işlemiş olduğu 3 yıla kadar olan suçlarda 5 yıllık bir erteleme yetkisidir.
Bir diğer alternatif uygulama kanun koyucu tarafından CMK 253’de yürürlüğe konulmuş olan uzlaştırma kurumudur. Kanunda tek tek sayılmış olan bazı suçların işlendiği konusunda yeterli şüpheye sahip olan Cumhuriyet Savcısı bir uzlaştırmacı tahin eder. Uzlaştırmacı suçun faili ve mağduruna da uzlaşma teklifi yapar. Eğer her iki tarafta bir edim yapma konusunda anlaşarak uzlaşmayı kabul ederse bu durumda bir uzlaşma raporu hazırlanarak Cumhuriyet Savcısı’na iletilir. Cumhuriyet Savcısı fail ve mağdurun anlaştığı edimin ahlaka uygun bir edim olduğunu kabul eder ve edim defaten tamamıyla yerine getirilirse kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.
Ön ödeme savcılık makamları tarafından önceden belirlenmiş idari para cezalarının ödenmesi karşılığında kovuşturmaya yer olmayacağı kararının verileceğine dair şüpheliye teklif yapılmasına denir. Ancak burada muhakeme olmadığı için peşinen cezalandırma mı söz konusudur sorusu gündeme gelmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu konuda kendisine yapılmış olan bir başvuruyu Adil Yargılanma Hakkı çerçevesinde değerlendirmiş ve şüphelinin ön ödeme şartına uymaması durumunda kendisine karşı bir zorlama olmadığı için hukuka uygunluk değerlendirilmesi yapılmıştır.
Seri Muhakeme ve Basit yargılama kavramları hayatımıza yeni girdi. Kanun koyucu burada özellikle kelimeleri seçerek ‘’Seri Muhakeme’’ demiştir. Seri yargılama kavramını kullanmamasının bilinçli bir sebebi vardır. Muhakeme ve yargılama farklı kavramlardır. Yargılamayı ancak hakim yapar, oysa çalışmamızda inceleyeceğimiz üzere Seri Muhakeme usulünde hakim önüne gelen talepname üzerinde değişiklik yapamaz. Ancak iade etme ve reddetme hakkı vardır.
‘’Barikayı hakikat müsademeyi efkardan neşet eyler.’’ demiştir eski hukukçularımız. Bu sözün anlamı; gerçeğin ışığı fikirlerin çatışmasından doğar. Nitekim ceza muhakemesinin özünde olan ilke çelişme ilkesidir. Çelişme olmazsa iddia edenin kendi penceresinden gördüğü şey gerçekliğin çarpık bir yansıması olarak hükme geçer.
Seri muhakeme dememizin sebebi avukatla savcının beraber götürdüğü bir süreçtir. Yani savunma ve iddianın beraber götürdüğü bir süreçtir. Fakat yargılama deseydik bu noktada birde sentez, yani hakimin konuya müdahil olması gerekirdi. Yani yargılama olması için kesinlikle yargıç da sürece dahil edilmelidir.
Burada özellikle belirtmek gerekir ki Seri Muhakeme Usulü’nü Anglo-Sakson hukukundaki pazarlık müessesesi ile karıştırmamak gereklidir. Anglo-Sakson hukukundaki pazarlık usulünde
sanığa savcılık makamları şüpheli veya sanığa mahkemede dava konusu suçla ilgili olarak tanık olarak dinlenmesini teklif eder. Şüpheli veya sanık yapılan teklifi kabul ederse mahkeme huzurunda yemin ederek doğruları söylemek zorundadır.
Angla-Sakson sisteminde sanığın yemin ederek tanıklık yaptığı esnada ikrarları bağlayıcıdır. Bu noktada ikrarlar bağlayıcı olunca başka hiçbir şey aranmaz hakiminde onayı ile dava sonlanır.
1-Seri Muhakeme Usulünün Amacı
Öncelikle adaletin hızlandırılması amaçlanmıştır. Fakat kanun koyucu yargı sürecini hızlandırırken adil yargılanma hakkı da korunmaya çalışılmıştır. Suç şüphesi altındaki kişilerin kabulüne bağlı olarak süreci kısaltmaktır. Böylece hem kamu kaynaklarından tasarruf etmek amaçlanmış hemde şüphelinin yıllarca adliyelerde maddi manevi tükenmesinin önüne geçilmeye çalışılmıştır.
Şüpheli açısından değerlendirdiğimiz zaman genel yargılamaya göre çok daha hızlı bir şekilde sonuca ulaşan bir sürecin sonunda alması muhtemel olan cezada 1⁄2 oranında indirim alacaktır.
2-Seri Muhakeme Usulünün Uygulanması
Çalışmamızda Seri Muhakeme Usulü uygulamalarında sürecin işleyişi öncelikle sırasıyla madde madde verilmiştir. Çalışmamızın devamında ‘’Seri Muhakemede Usul’’ başlığı altında bu maddeler teker teker detaylı olarak incelenecektir.
- a- Şüphelinin seri muhakeme usulüne davet edilmesi.
- b- Seri muhakeme usulü davetine icabet eden şüpheliye yapılan teklif.
- c- Şüpheli kendisine yapılan teklifi müdafii huzurunda kabul eder ve bu teklif savcılık makamınca talepnameye dönüştürülür.
- d- Talepname Asliye Ceza Mahkemesine gönderilir ve Asliye Ceza Mahkemesi talepnameye uygun olarak hüküm verir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki Seri Muhakeme Usulü 01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmemiş, hükme bağlanmamış, infazına başlanmamış sadece soruşturma evresinde olan suçlarda uygulanır.
3-Seri Muhakeme Usulü Ne Zaman Uygulanır ?
Şüpheli kendisine yapılan teklifi kendi hür iradesiyle kabul etmesi gerekmektedir. Eğer şüpheli kendisine yapılan teklifi reddettiyse veyahut kendisine teklif yapılması denenmiş ancak kendisine ulaşılamadığı için teklif yapılamadı ise şüpheli savcılık makamı tarafından iddianame hazırlanıp mahkeme tarafından kabul edilene kadar kadar seri muhakeme usulünden faydalanmak istediğini beyan edebilir.
Şüpheli müdafii huzurunda kabul ettiği seri muhakeme usulü teklifini, savcılık makamı tarafından talepname hazırlanıp Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesinin ardından mahkemece karar yazılana kadar teklifi reddettiğini ve genel usullere göre yargılanmak istediğini beyan edebilir.
4-Seri Muhakeme Usulünün Şartları
a-Suç tipine ilişkin şartlar
Seri Muhakeme Usulünün hangi suç tiplerine uygulanabileceği Ceza Muhakemesi Kanununda sıralanmıştır.
Madde 250 – (1) Soruşturma evresi sonunda aşağıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde seri muhakeme usulü uygulanır:
a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Hakkı olmayan yere tecavüz (madde 154, ikinci ve üçüncü fıkra),
2. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (madde 170),
3. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (madde 179, ikinci ve üçüncü fıkra),
4. Gürültüye neden olma (madde 183),
5. Parada sahtecilik (madde 197, ikinci ve üçüncü fıkra),
6. Mühür bozma (madde 203),
7. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (madde 206),
8. Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228, birinci fıkra),
9. Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması (madde 268), suçları.
b) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları ile 15 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen suçlar.
c) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen suç.
d) 13/12/1968 tarihli ve 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen suç.
e) 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen suç.
b- Delil Durumuna İlişkin Şart
Öncelikle belirtmemiz gerekir ki savcılık makamınca soruşturma evresinin başlatılması için delillerin toplanması gerekmektedir. Ancak deliller toplandıktan sonra toplanan deliller suçun işlendiği konusunda CMK 172. madde uyarınca yeterli şüphe oluşturuyorsa o andan sonra savcılık makamınca soruşturma açılabilir.
Seri muhakeme usulüne uygun bir suç tipinde cumhuriyet savcısı veya savcının komutasındaki kolluk delilleri toplamakla yükümlüdür. Savcılık makamınca deliller toplanmadan soruşturma başlatılıp, şüpheliyi seri muhakeme usulüne davet edip, suçunu itiraf edersen ve teklifimizi kabul edersen alacağın ceza 1⁄2 indirime uğrayacaktır şeklinde bir tutum sergilenemez. Savcılık makamlarınca deliller toplanmadan şüpheliye seri muhakeme usulünün teklif edilmesi görevi ihmal suçunu oluşturacaktır.
c- Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kurumunun Uygulanmamış Olma Şartı
Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 171/2 ‘’Uzlaştırma ve önödeme kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, Cumhuriyet savcısı, üst sınırı üç yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı,yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine karar verebilir.Suçtan zarar gören veya şüpheli, bu karara 173 üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilir.’’ şeklinde bir düzenleme getirmiştir. Seri Muhakeme Usulü’nun uygulanabilmesi için şüpheliye iş bu kanun uygulanmamış olmalıdır.
d-Şüphelinin Özel Durumu
Seri Muhakeme Usulünun uygulanabilmesi için en temel şart şüphelinin yapılan teklifi kendi özgür iradesi ile kabul etmesidir. Fakat şüphelinin içinde bulunduğu durumun anlam ve sonuçlarını tam olarak algılayabilmesi ve seçimini buradan çıkaracağı sonuca göre özgür iradesiyle yapamadığı durumlarda seri muhakeme usulünün uygulanması söz konusu değildir.
Seri Muhakeme Usulü Aşağıdakilere Uygulanmaz; -Yaşı Küçüklere
- Sağır ve Dilsizlere
- Akıl Hastalığı Bulunanlara
e- Şüphelinin Davet Edilmesi
Ceza Muhakemesinde Seri Muhakeme Yönetmeliği madde 9’da açıkça belirtildiği gibi
- ‘’Cumhuriyet savcısı şüpheliyi seri muhakeme usulünün uygulanmasını teklif etmek amacıyla en kısa sürede davet eder. Davet; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi iletişim araçlarından yararlanmak suretiyle de yapılabilir.’’
- ‘’Şüphelinin mazeretsiz olarak davete icabet etmemesi, resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmaması veya yurt dışında olması ya da başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamaması hâlinde Cumhuriyet savcısı tarafından bu durum tutanağa bağlanır ve soruşturmaya genel hükümlere göre devam edilir.’’
f- İştirak Halinde İşlenmiş Suçların Durumu
Seri Muhakame Usulunun iştirak halinde işlenmiş olan suçlarda uygulanabilmesi için özel şartlar vardır.
Öncelikle suç ortaklarının hepsinin aynı anda Seri Muhakeme Usulü’nü kabul etmesi gerekmesi gerekmektedir. Şeriklerden bir tanesinin Seri Muhakeme Usulu’nü kabul etmemesi durumunda tüm şerikler genel hükümlere göre yargılanmak zorundadır.
Ayrıca şeriklerden hiçbirinin yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik gibi bir durumu olmaması gerekmektedir.
İştirak halinde işlenmiş olan suçlara bu şekilde özel şartların uygulanmasının sebebi yapılacak olan yargılamanın bölünemeyeceği gerçeğidir. Şeriklerden birine Seri Muhakeme Usulü uygulayıp diğerlerine bu usulü uygulamamak mümkün değildir.
5-Seri Muhakemede Usul
a-Delillerin Toplanması
Cumhuriyet savcısı soruşturma konusu olan suçun seri muhakeme usulü uygulanan suçlardan olduğu izlenimini edinse dahi soruşturmaya başlar ve deliller savcılık makamınca toplanır.
Cumhuriyet savcısı seri muhakeme yoluna mı gideyim yoksa genel usullere göre mi devam edeyim noktasına geldiği an soruşturmada topladığı delillerle kamu davası açmaya yeterli delil topladığı andır. Kamu davası açmaya yeterli olan delilleri topladığında eğer suç tipi seri muhakeme uygulanacak olan suçlardan ise bu noktada şüpheli seri muhakeme usulü uygulanmaya davet edilir.
b- Davet
Ceza muhakemesinde seri muhakeme yönetmeliğinin 9. maddesinin açık hükmü
‘’Cumhuriyet savcısı şüpheliyi seri muhakeme usulünün uygulanmasını teklif etmek amacıyla en kısa sürede davet eder. Davet; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi iletişim araçlarından yararlanmak suretiyle de yapılabilir.’’ şeklindedir. Yönetmelikte de açıkça belirtildiği üzere çeşitli iletişim araçları kullanılarak şüpheli seri muhakeme usulü teklifi yapılmak üzere adliyeye davet edilebilir.
Seri muhakeme usulüne davetin resmi tebligat göndermek yerine yönetmelikte sayılan iletişim araçlarından telefon kullanılmak suretiyle yapılması durumunda eğer davet kabul edilip şüpheli adliyeye gelirse seri muhakeme usulünün uygulanması noktasında usulen bir eksiklik olmayacaktır. Ancak kanaatimizce davet teklifinin kabul edilmediği durumlarda telefonla yapılan tebligata sonuç bağlanamaz.
Ayrıca belirtmek gerekir ki şüpheliye Seri Muhakeme Usulünun teklif edilmesi için yapılan davete icabet etmeyen şüpheli hakkında zorla getirilme kararı çıkarılamaz. Şüpheli kendisine teklif yapılması için davete uymaya zorlanamaz. Şüphelinin davete icabet etmemesi kendi iradesiyle verdiği bir karardır ve sonucunda da seri muhakeme usulünün uygulanması hakkını kaybeder.
c- Teklif
Cumhuriyet savcısının yaptığı teklif öncesinde şüpheliyi Ceza Muhakemesinde Seri Muhakeme yönetmeliğinin 10. maddesine göre bilgilendirmesi gerekmektedir.
MADDE 10 – (1) Cumhuriyet savcısı seri muhakeme usulünün uygulanmasını teklif etmeden önce şüpheliyi bu usul hakkında bilgilendirir. Bilgilendirme;
- a) İsnat edilen eylem, eylemin oluşturduğu suç ile bu suçun seri muhakeme usulü kapsamına girdiği,
- b) Kamu davasının açılması için yeterli şüphenin bulunduğu,
- c) Özgür iradesiyle ve müdafi huzurunda kabul ettiği takdirde bu usulün uygulanacağı ve belirlenecek temel cezanın yarı oranında indirileceği,
- ç) Cumhuriyet savcısı tarafından teklif edilen yaptırım hakkında talep doğrultusunda mahkemenin hüküm kuracağı, bu hükme karşı itiraz kanun yoluna başvurabileceği,
- d) Teklifin kabulünün ancak müdafi huzurunda gerçekleştirilebileceği, seçtiği bir müdafi yoksa istemi aranmaksızın kendisine bir müdafi görevlendirileceği,
- e) Mahkeme tarafından hüküm kuruluncaya kadar her aşamada seri muhakeme usulünden vazgeçebileceği,
- f) Mahkemece verilen hükmün adli siciline kaydedileceği,
- g) Bu usulün uygulanmasını kabul etmediği takdirde genel hükümlere göre hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açılacağı,
- ğ) Genel hükümlerin uygulanmasına geçilmesi halinde, seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uygulanmasına dair diğer belgelerin, soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılamayacağı, hususlarını kapsar.
Cumhuriyet savcısı, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen hususları göz önünde bulundurarak, suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında tespit edeceği temel cezadan yarı oranında indirim uygulamak suretiyle cezayı ve/veya güvenlik tedbirini belirler.
Belirlenen yaptırımlar hakkında, Cumhuriyet savcısı tarafından, koşulları bulunması hâlinde Kanunun 231 inci maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.
Beşinci fıkra uyarınca sonuç olarak belirlenen hapis cezası Cumhuriyet savcısı tarafından, koşulları bulunması hâlinde Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesine göre seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya 51 inci maddesine göre ertelenebilir.
Şüphelinin teklifi müdafi huzurunda kabul etmesi halinde şüpheli, aynı gün mahkemeye yönlendirilir.
Teklif aşamasında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta teklifte sonuç cezanın net olarak yazılı olmasıdır.
d- Teklifin Müdafi Huzurunda Kabul edilmesi
Ceza Muhakemesi Kanunu 250(3) ‘’Cumhuriyet savcısı tarafından seri muhakeme usulünün uygulanması şüpheliye teklif edilir ve şüphelinin müdafii huzurunda teklifi kabul etmesi hâlinde bu usul uygulanır.’’ şeklindedir. Ancak buradan anlaşılması gereken avukatın sadece teklifi kabul aşamasında var olması değildir. Bir şüphelinin kendisine yapılan seri muhakeme usulü teklifini müdafii olmadan reddetmesine bir hüküm bağlanamaz.
Müdafii olmadan şüpheliye teklifte bulunulması hukuk mantığına aykırıdır. Müdafiinin teklifin ne olduğunu artılarını ve eksilerini şüpheliye izah etmesi gerekmektedir. Bu noktada savcılıklar tarafından sadece teklifin kabulü aşamasında müdafiinin çağrılması uygulaması yanlıştır. Dolayısıyla şüphelinin kendisine yapılan teklifi reddettiği beyanlarına bir hüküm bağlanamaz.
Cumhuriyet savcısı teklifini yaptıktan sonra müdafii tarafından dosyanın incelenmesi gerekmektedir. Ve kanaatimizce dosyada ilk olarak incelenmesi gereken nokta şüphelinin adli sicil kaydının, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının olup olmadığını incelemek gerekmektedir. Bunun sebebi hazırlanacak olan teklifname sonrasında Asliye Ceza Mahkemesi’nin vereceği karar 7 gün geçip kesinleştikten sonra kesin hükmün tüm sonuçlarını doğurur.
e-Seri Muhakeme Usulünun Herhangi Bir Sebeple Tamamlanmaması Durumu
Ceza Muhakemesi Kanunu madde 250/10 açık hükmü ‘’Seri muhakeme usulünün herhangi bir sebeple tamamlanmaması veya soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi hâllerinde, şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uygulanmasına dair diğer belgeler, takip eden soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılamaz.’’ şeklindedir.
Yukarıda da izah ettiğimiz gibi şüpheli seri muhakeme usulunun uygulanması hususundaki iradesini Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yazılacak olan karara kadar değiştirebilir. CMK madde 250/10’da açıkça seri muhakeme usulü uygulanırken şüphelinin beyanları delil olarak kullanılamaz der. Ayrıca kanun da tek başına ikrar yeterli delil değildir der. Bunlarla beraber Seri Muhakeme Usulünün kabul edilmesi bir ikrardır. Genel usullere göre yapılan uygulamada hakimin kanaatini etkileyeceği düşüncesindeyiz. Bu noktada teklif kabul edilirken müdafiinin sanığı suçunu ikrar ediyorsun anlamında bilgilendirmesi gerekmektedir. Kanaatimizce kabul edilmiş olan Seri Muhakeme Usulü teklifinden dönülmemesi gerekmektedir.
f- Teklifte Cezanın Belirlenmesi
CMK 250/5 açık hükmü ‘’Cumhuriyet savcısı, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen hususları göz önünde bulundurarak, suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında tespit edeceği temel cezadan yarı oranında indirim uygulamak suretiyle cezayı ve/veya güvenlik tedbirini belirler.’’ şeklindedir.
Cumhuriyet savcısı eğer koşulları varsa CMK 231. maddeye göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilir. Yine koşulları varsa TCK 51. madde uyarınca cezanın ertelenmesine karar verebilir. Ayrıca belirtmek gerekir ki koşulları varsa TCK 50. madde uyarınca cezanın özel koşullarda uygulanmasına karar verebilir.
g- Talepnamenin Asliye Ceza Mahkemesine Gönderilmesi
Talepname tıpkı iddianame gibi savcılık makamlarınca mahkemelerden ceza talep eden bir resmi evrak türüdür.
Hakim savcının talepnamesindeki hukuki nitelemesi ile bağlı değildir ancak suç teşkil eden fiil ile bağlıdır. Dolayısıyla mahkeme önüne gelen talepnamedeki fiil için seri muhakeme usulune dahil edilmiş suç tiplerine uymuyor diyerek talepnameyi reddedebilir. Bununla birlikte seri muhakeme usulu kapsamında olan fiiller için talepnamedeki eksiklikleri görüp düzeltilmesi için savcılığa iade edebilir.
Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta hakimin talepnamede yazan somut ceza dışında bir ceza vermesi mümkün değildir.
6- İtiraz
Mahkeme kararlarına karşı kural olarak itiraz edilmez, istinaf ve temyiz yolları vardır. İtiraz hakimlik makamlarının verdiği kararlara karşı yapılır. Fakat burada yapılan özel düzenleme ile asliye ceza mahkemesinin verdiği kararlara karşı itiraz yapılabilmektedir. Talepname üzerine Asliye Ceza Mahkemesinin verdiği kararlara karşı ise istinaf ve temyiz yolu yoktur.
Seri Muhakeme Usulunun uygulanmasının ilerleyişi şüphelinin özgür iradesi ile vermiş olduğu kararlarla ve kabul beyanlarıyladır. Mahkemeden verilen karara itiraz ancak kendisine yapılan ve kabul ettiği teklif ile mahkemeden çıkan kararın uyuşmadığı noktasında olabilir.
İlk ve orta eğitim öğretim hayatını Rize’de tamamlamıştır. Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü mezunudur. Hukuk eğitimini Maltepe Üniversitesi’nde almıştır. Halen Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku alanında yüksek lisans eğitimi görmektedir.