Sigorta İhtiyacı Nasıl Ortaya Çıktı?
İnsanoğlu özel mülkiyet kavramının getirdiği zenginliğini arttırdıkça varlık sahibi olmaya başlamıştır. Elde ettiği varlığın beraberinde kendi bilim ve kültürünü ilerletmek sosyal yapısını değiştirmiştir.
Yazı İçeriği
İnsanlar elde ettikleri bu kazanımlar için endişelenmeye başladılar. Bu varlıkların ve rahat yaşamının elinden kaymaması kendisinden, doğadan ve yahut üçüncü kişilerden gelebilecek olan risklerden kaçınmak için veya ortaya çıkan zarardan en hafif şekilde hasar alarak atlatabilmek için çareler aramaya başladı.
İlk Modern Sigorta Şirketi Ne Zaman Kuruldu ?
Sigortacılığın tarihini milattan önce Sümer’lere kadar götürebilsek de modern anlamda sigorta taahhütü veren ilk şirket 1424’de Cenova’da kurulmuştur.
Sigorta Nedir ?
Sigorta kavramı yardımlaşma ile öngörünün bir arada olduğu bir koruma metodu olarak ortaya çıkmıştır. Sigorta esas itibarıyla aynı riski paylaştığınız kişilerin sizin uğramış olduğunuz zarara katılmasıdır.
Zarar uğrayan kişi açısından adeta bir ödül niteliğindedir.
TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE SİGORTANIN TANIMI NEDİR ?
Türk hukuk sisteminde sigorta kavramı karşımıza şu şekilde çıkar; ‘’bir mal veya şahsın varlığının belirli rizikolar nedeniyle zarara uğraması halinde meydana gelecek olan ekonomik ihtiyacın giderilmesine ilişkin bir ilişki’’yi ifade etmektedir.
Sigortanın Tarihçesi Nereye Dayanır?
Sigorta anlamında değerlendirebileceğimiz en eski ilişki Sümer’lere kadar dayanmaktadır. Hammurabi kanunlarında şöyle bir ifade vardır; ‘’ticaret amacıyla kervanlarla yapılan taşımacılık sırasında ortaya çıkabilecek olan hırsızlık ve yağma durumunda yağmalanan kervanın taşımacılık yaptığı yolda taşımacılık yapan bütün kervanlar ortaya çıkan zarara katlanır.’’ Bu tipik bir sigorta ilişkisidir.
Müşterek Avarya Nedir?
Müşterek avarya Rodos Kanunlarıyla ortaya çıkmış bir kavramdır. Müşterek avaryada gemi ile denizde seyir halinde iken korsan saldırısına uğranılması durumunda korsanlardan hızla kaçabilmek için gemide yüklü bulunan malların tehlikenin atlatılması amacıyla denize atılması söz konusudur. Yükler denize atılmazsa korsanların boş olan gemisi yüklü gemiyi rahatça yakalayabilir ve bütün mallara el koyma şansına sahip olur.
Tehlike esnasında malları denize atılan kişilerin uğradığı zararlar müşterek avarya hesaplaması yapılarak denize yük atma sonucunda oluşan zarar gemide yükü bulunan kişilerin tamamına bölünerek giderilir. Burada da yine tipik bir sigorta sözleşmesi ilişkisi vardır.
Daha sonraki dönemlerde Roma’da aynı meslek grubunda faliyet gösteren ticaret erbabının ani ve büyük bir zarar görmesi durumunda o meslek grubundaki bütün tüccarları bu zarara katlanacağına dair kanunlar çıkmıştır.
Sigortanın Özellikleri Nelerdir?
Sigorta bir sözleşme ilişkisi ile elde edilir. Bu sözleşme tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Sigortacının sorumluluğunun doğması şarta bağlı değildir.
Şöyle ki; sigortalı sigorta sözleşmesi gereğince prim ödeme yükümlülüğü altındadır, diğer taraf olan sigortacı ise sigorta himayesi verme borcu altındadır. Ancak sigortacının sigorta sözleşmesinin gereği olarak sadece tazminat ödeme borcu yoktur, bunun yanında sigortacı aynı rizikoya sahip olan insanları yan yana getirerek aynı riski paylaşan insanlardan prim toplamak ve bir fon oluşturma yükümlülüğü vardır.
Oluşturmuş olduğu fonu etkili bir şekilde yöneterek buradan elde edeceği ekonomik güçle tazminatları ödemekle yükümlüdür. Anlaşıldığı üzere sigortacının sadece tazminat ödeme yükümlülüğü yoktur. Risk ortaya çıkmadan önce de yerine getirmesi gereken yükümlülükleri vardır. Bu durum sigorta ilişkisine tam iki tarafa borç yükleyen ve sigortacının sorumluluğunun şarta bağlı olmadığı bir sözleşme türü özelliği kazandırmaktadır.
SİGORTA ŞANSA BAĞLI BİR SÖZLEŞME DEĞİLDİR
Şansa bağlı olan sözleşmelerde tarafların borçlarının doğup doğmaması belli değildir, şansa bağlıdır. Buna örnek olarak şans oyunları, piyango biletleri verilebilir.
Oysa sigorta sözleşmesini incelediğimizde sigorta ettiren baştan itibaren belirli bir dönem için ne kadar prim ödeyeceğini bilir. Sigortacı da sigorta ettirene sigorta konusu olan riskin gerçekleşmesi durumunda ne kadar tazminat ödeyeceğini bilir.
Sigortacı geçmişteki istatistik bilgilerine bakarak aynı risk grubu içerisinde daha evvel meydana çıkmış olan rizikoları hesaplar. Riskin gerçekleşmesi durumunda ödemeyi taahhüt ettiği tazminat miktarına karşılık olarak alacağı prim miktarını belirler.
Dolayısıyla hem sigortacı hemde sigorta ettiren sözleşme kurulmadan önce net olarak edimlerini öğrenirler. Ortada şansa bağlı bir durum kalmaz.
İlk ve orta eğitim öğretim hayatını Rize’de tamamlamıştır. Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü mezunudur. Hukuk eğitimini Maltepe Üniversitesi’nde almıştır. Halen Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku alanında yüksek lisans eğitimi görmektedir.