MADDE 350 –
Yazı İçeriği
Kiraya veren, kira sözleşmesini;
1. Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa,
2. Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkansız ise,
belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.
Kiralayanın kendisinin, eşinin, üst soyunun, altsoyunun veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin ihtiyaç duymaları halinde kiracıya kiralananın tahliye edilmesi amacıyla kira sözleşmesinin sonunda ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açılabilir.
İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davasının Şartları Nelerdir ?
- Kiraya verenin kendisi
- Eşi
- Altsoyu
- Üstsoyu
- Kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu kişilerden birinin konut veya işyeri ihtiyacının olması gerekmektedir.
Taşınmazın sahibinin kardeşinin veya kuzeninin konut veya işyeri ihtiyacının olması ihtiyaç sebebiyle tahliye davası için gerekli şartları oluşturmaz.
Gereksinim gerçek, samimi ve zorunlu olmalıdır.
Yargıtay emsal kararlarında konut veya işyeri kullanma ihtiyacını somut olaya göre değerlendirip, ihtiyacın gerçek, samimi ve kiraya veren için gerçekten zorunlu olup olmadığına göre karar vermiştir.
Her somut olaya göre kiraya veren ve kanunda belirtilen yakınlarının ihtiyacının gerçek, samimi ve zorunlu olup olmadığı değişir. Gereksinimi değerlendirecek kişi hakimdir. Hakim bu değerlendirmeyi yaparken kiraya verenin veya kanunda belirtilen yakınlarının durumunu göz önünde bulunduracaktır.
Kiraya verenin aynı ilçe sınırları içerisinde başka bir evinin olması ihtiyacın gerçek ve samimi olmasına zeval getirebilir. Bununla birlikte taşınmaz sahiplerinin daha kötü şartlarda kirada oturuyor olması, tahinlerinin çıkması, zorunlu sebeplerle taşınmazı kullanmak istemeleri dava sürecinde taşınmaza duyulan ihtiyacı ispat etmek açısından önemlidir.
Belirli Süreli Kira Sözleşmelerinde Tahliye Davası Ne Zaman Açılmalıdır ?
Konut ve işyeri kira sözleşmelerinde taraflar sözleşme süresini belirlemiş olabilir veya kira sözleşmesinde belirlenen sürenin sonunda kira sözleşmesi kendiliğinden 1 yıl uzamış olabilir. Bu durumda kiraya veren kira sözleşmesi sona erdikten sonra 1 ay içerisinde tahliye davası açabilir.
Belirsiz Süreli Kira Sözleşmelerinde Tahliye Davası Ne Zaman Açılmalıdır ?
Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde kiraya veren Türk Borçlar Kanunu’nda hüküm altına alınmış genel fesih sürelerine uyarak tahliye davası açabilir.
TBK MADDE 329 – Taraflardan her biri, bir taşınmaza veya taşınır bir yapıya ilişkin kira sözleşmesini yerel adette belirlenen kira döneminin sonu için veya böyle bir adetin bulunmaması durumunda, altı aylık kira döneminin sonu için, üç aylık fesih bildirim süresine uyarak feshedebilir.
Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde kiraya veren 3-6 aylık fesih bildirim sürelerine uygun olarak bir ay içinde tahliye davası açarak kiracının kiralanandan tahliyesini sağlayabilir.
Buna göre kira sözleşmesinin yapıldığı tarih itibariyle her 6 ay fesih dönemi olup, bu 6 aylık dönemin sonunda fesih gerçekleştirebilmek için kiraya veren en az 3 ay önceden tahliyesi istenen kiracıya fesih bildiriminde bulunmalıdır.
Malikin İhtiyaç Sebebiyle Taşınmazı Tahliye Etmesi Durumunda 3 yıl Süreyle Başkasına Kiraya Verememe Yasağı Bulunmaktadır
Malik taşınmazı ihtiyaç sebebiyle tahliye ettikten sonra 3 yıl süreyle eski kiracıdan başka bir kimseye kiraya veremez. Eğer malik bu hükmü ihlal ederse kiracı tarafından kendisinden bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat talebinde bulunulması mümkün hale gelebilecektir.
İlk ve orta eğitim öğretim hayatını Rize’de tamamlamıştır. Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü mezunudur. Hukuk eğitimini Maltepe Üniversitesi’nde almıştır. Halen Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku alanında yüksek lisans eğitimi görmektedir.